El Vâsi

Her şeyi kuşatan, asla kuşatılamayan.

Sözlükte “bir nesne bir şeye geniş gelmek, onu içine alıp kapsamak; güç yetirmek” anlamlarındaki se‘a (si‘a) kökünden türeyen vâsi‘ “bir şeyi içine alacak şekilde geniş olan; güç yetiren” demektir. Terim olarak “ilmi, rahmeti ve kudreti her şeyi kuşatan” diye tanımlanabilir. Lugat âlimleri kelimenin kökünden hareketle vâsi‘ ismine “her türlü isteğe karşı ihsan ve lutufkârlığı yeterli olan, ilmi her şeyi kuşatan, rızkı bütün yaratılmışlara yayılan ve rahmeti her şeyi kapsayan” mânası vermişlerdir (Lisânü’l-ʿArab, “vsʿ” md.; Kāmus Tercümesi, III, 447-448) (TDV İslam Ansiklopedisi, Vâsi maddesi.)

El-Vâsi Kuran'da Allah'a nispetle isim formunda birden fazla yerde bağımsız olarak gelir. Her şeyi kuşatan hiçbir şey tarafından kuşatılamayan kapasitesi sonsuz, imkanları genişleten eşsiz ve benzersiz, mutlak ve sonsuz özne demektir.

El-Vâsi ismi fail kalıbıdır. Allah için kapasitesinin sonsuz ve sınırsızlığını ifade eder. İlahi bilgiye atıfla kullanıldığında bilgisi geniş olan, ilahi iyiliğe atıfla kullanıldığında iyiliği sınırsız olan, ilahi rahmete atıfla kullanıldığında rahmeti sonsuz olan anlamına gelir.

Vâsi ismi ilahi kapasitenin sonsuzluğuna delalet eder. Her ne ki yaratılan o sonludur. Her ne ki yaratan o sonsuzdur. Allah zat itibarıyla sonsuz olduğu gibi sıfat itibarıyla da sonsuzdur. Rl Vâsi ismi sonsuz ilahi kapasiteye delalet eder. İnsan sonsuzu kavramaktan acizdir. Allah'ın sonsuz kapasitesini kavramının en kolay yolu kendi sonunu ve sınırlı kapasitesini kavramaktır. Zaten ilahi isimlerin öğrettiği birinci hakikat, Allah'ın mutlak ve sonsuzluğu ise, ikinci hakikat de insanın kayıtlı ve sınırlılığıdır. Bu isim üzerinden insana verilen mesaj şudur; Ey insan! Eğer isteyeceksen kapasitesi sınırlı olanlardan değil kapasitesi sınırsız olan Allah'tan iste. Eğer korkacaksan sınırlı olan yaratılmışlardan değil sınırsız olan yaratandan kork. Eğer adanacaksan sınırlı olan varlıkların kapısına değil, sınırsız olan Allah'ın kapısına adan.

Vâsi ismi Allah'ın her şeyi kuşattığını delalet eder. O bütün varlığı kuşatandır. Yaratılmış olan şu kâinatın dahi sınırlarını bilmiyoruz. İnsan bilgisi daha içinde yaşadığımız bu kainatın sınırlarını kavramış değil. Hal böyleyken Allah'ın el Vâsi isminin hakikatini nasıl kavrayıp kuşatacaktır. İnsan bilgi ile ulaşamadığı bu gaybi hakikate ancak iman ile ulaşır. İşte bu yüzden Vâsi ismine iman Allah'a imanın bir parçasıdır.

Vâsi ismi insanın imkânlarını genişletme yeteneğine delalet eder. Allah imkanları genişleten bir Vâsi'dir. Bazen mânen genişlemek için madden daraltır. Bedenin sıhhatini daraltır ki ruhun sıhhatini arttırsın. İnsanın maddi durumunu daraltır ki manevi durumunu genişletsin. İnsanın cüzdanını daraltır ki vicdanını genişlesin. Bazen insanı fiziki açıdan sınırlar ve kısıtlar. Fakat bu kısıtlılık hali o insanın akleden kalbinde öylesine ufuklar açar ki buna kendisi dahi şaşırır. İnsan tüm insanların bittiğini düşündüğü bir anda bir de bakar ki Vâsi olan Allah, imanını ona debisi ölçülemeyecek kadar büyük bir imkan kılmış.

Vâsi ismi Allah'ın sınırsızlığını ifade eder. Bu sınırsızlık üzerinden kullara verilen mesaj açıktır. Köşeye sıkışma ey kul. Hayatın yükü altında ezilme. Hayat üstüne üstüne yürüdüğünde eğer kendini köşeye sıkışmış hissediyorsan, senin Allah'ın Vâsi ismine imanım ile ilgili bir sorunun var demektir. O'nun için imkansız diye bir şey yoktur. Adem'in işlediği günahı ona iradenin farkındalığı dersine çeviren O'dur. Karada gemi yaptırdığı Nuh'un ayağına denizi getiren O'dur. İbrahim'e ateşi gülistan eden O'dur. Yusuf'a kuyuyu okul eden O'dur. Yunus'a balığın karnını tövbe mekanı eden O'dur. Şu halde O, senin sıkıştığı köşede yalnız bırakır mı? Daralırsan sınırsız olan Allah'a sığın. Yine senin gibi sınırlı olan başka insanlara değil. (Mustafa İslamoğlu, 2107, Kur'an'a Göre Esmâ-i Hüsnâ, 3. Cilt, Sayfa 1948, 1949, 1951, Düşün Yayınları)

Vâsi İsmi Geçen Ayetler

    Bakara

  • 114. Doğu da batı da Allah’ındır. Ne tarafa dönerseniz dönün, orası Allah’ın huzurudur. Allah’ın imkânları geniştir, her şeyi bilir.

  • 247. Nebileri onlara “Allah, size başkomutan olarak Tâlût’u görevlendirdi” dedi. “O bize nasıl komutanlık yapabilir? Komutanlık ondan çok bizim hakkımızdır. Ona fazla bir mal verilmiş de değil!” dediler. Nebi, “Onu başınıza Allah seçti. Ona, bilgi ve vücut bakımından üstünlük de verdi. Allah yetkiyi, tercih ettiğine verir.” dedi. Allah’ın imkânları geniştir, her şeyi bilir.

  • 261. Mallarını Allah yolunda infak edenlerin /harcayanların durumu, yedi başak bitiren bir tohumun durumu gibidir. Her başağında yüz tohum oluşur. Gerekeni yapana Allah, bunun kat kat fazlasını verir. Allah’ın imkânları geniştir, her şeyi bilir.

  • Al-i İmran

  • 72. Ehlikitaptan /kitaplarında uzman olanlardan bir kesimi şöyle dedi: “Şu müminlere indirilene günün başında inanın, sonunda inkar edin; belki vazgeçerler.

  • 73. Sizin dininize uymuş olandan başkasına inanmayın!” Sen de ki: “Doğru yol, Allah’ın gösterdiği yoldur.” (Onlar şunu da söylediler:) “Size verilenin bir denginin başkasına da verildiğine veya Allah katında size karşı delil getireceklerine de inanmayın!” Sen de de ki: “Lütuf Allah’ın elindedir. Onu, tercih ettiği kişiye verir. İmkânları geniş olan, daima her şeyi bilen Allah’tır.”

  • Nisa

  • 129. Kendinizi paralasınız bile eşleriniz arasında adaleti sağlamaya güç yetiremezsiniz. Öyleyse bir tarafa büsbütün meyledip diğerini askıda bırakmayın. Eğer uzlaşır ve yanlış yapmaktan sakınırsanız (bilin ki) Allah, bağışlar ve ikramda bulunur.

  • 130. Eşler ayrılırlarsa Allah, kendi imkanlarından vererek her birini diğerine muhtaç olmaktan kurtarır. İmkanları geniş olan ve doğru kararlar veren Allah’tır.

  • Maide

  • 54. Ey inanıp güvenenler! Sizden kim dininden dönerse bilsin ki, daha sonra Allah bir topluluk getirir. Allah onları sever, onlar da Allah’ı severler. Müminlere alçak gönüllü, kâfirlere karşı dik duruşlu olur; Allah yolunda ellerinden geleni yapar ve kınayanın kınamasından da korkmazlar. İşte Allah’ın lütfu budur; onu, gereğini yapana verir. Allah’ın imkanları geniştir, her şeyi bilir.

  • Enam

  • 147. Seni yalanlarlarsa de ki: “Rabbiniz geniş ikram sahibidir. Ama onun, suçlular topluluğuna olan baskısı engellenemez."

  • Nisa

  • 32. İçinizden evli olmayanları, erkek ve kadın esirlerinizden /köle ve cariyelerinizden de uygun durumda olanları evlendirin. Yoksul iseler (korkmasınlar) Allah, kendi ikramıyla onların ihtiyacını giderir. İmkânları geniş olan ve her şeyi bilen Allah’tır.


Esmaül Hüsna listesine dönmek için İsim Listesi'e tıklayın.