Müslümanlar Ceheneme Girecek Mi? Şefaat Nedir?
Sayfa Başlıkları
- "Kendinizi Cehennemden Kurtarınız!" Hadisi
- Hesap Günü Şefaat Var Mı?
- Şefaat-i Uzma -Büyük Şefaat- Hadisi ve Tutarsızlıkları?
- Hesap Günü Şefaatin Olmadığını Gösteren Hadisler
- Şefaat Ne Zaman Nasıl Olacak?
- O Gün Tartı Haktır
- Büyük Günahlar Nelerdir?
- Hesap Günü Günah Sevap Tartısı Kimin İçin Kurulacak?
- Ğayy Suçu - Namaz Kılmayanların Akıbeti
- Günahkar Müminlerin Cehennemde Şefaat Hakkı
- Şefaati Melekler Yapacak
- İtiraz
- Cehenneme Girmek Özel Çaba Gerektirir
- ‘Şefaatim, ümmetimden büyük günah sahipleri içindir’ hadisi
★★★
Benim yaptığım araştırmalarda Müslümanların dünya işlerinde Kur’an’dan kopmuş olduklarını gördüğüm gibi Ahiret işlerinde de Kur’an’dan kopmuşlar. Dünya işlerinde mezhep uygulamalarını Kur’an’ın yerine geçirmişler. Hiç değilse Ahiret işleri böyle olmasaydı. Ahiret henüz başlamadı. Başlamamış bir şeyin bilgisi yalnızca Kur’an’da olur. Kur’an’ı bırakır ne kadar hurafe, uydurma hadis varsa buna göre Ahiret hayatına hazırlanırsan ahiretini de kaybetmen yüksek ihtimaldir. Konumuz şefaat. Ben şefaat yoktur demiyorum. Şefaat var ama ne zaman? Soru bu. Cevap da Kur’an’da. Önce şefaatın kelime anlamına bakalım. Şefaat, şef' kökünden türemiştir. Sözlük anlamı, "çift olmak, bir şeyi benzeri olan başka bir şeye eklemek" demektir. Şefaat aynı zamanda aracı olma anlamına da gelir. Bunu Nisa seksen beşinci ayette görüyoruz. ”Kim güzel bir (işte) aracılık ederse, ona o işin sevabından bir pay vardır. Kim de kötü bir (işte) aracılık ederse, ona da o kötülükten bir pay vardır.” Bu ayetin Arapçasında "kim güzel bir işe şefaat ederse" ifadesi var. Gelenek diyor ki "öncelikle peygamberimiz Ahirette Müslümanlara aracı olacak, Allah’a şefaatçi olmak için dua edecek, Allah izin verecek ve peygamberimiz bütün Müminleri cehenneme gitmeden cennete alacak." Peygamberimiz şefaat ettiği gibi yine ona dayandırılan bir hadisle üç zümre daha şefaat edecek.
“Kıyamet günü üç zümre şefaat eder: Peygamberler, sonra âlimler, sonra da şehidler.” (İbn-i Mâce, Zühd, 37)
"Kendinizi Cehennemden Kurtarınız!" Hadisi
Şefaat konusunda hem bir biriyle çelişkili hadisler var hem de ayetlerle çelişkili hadisler var. İslam dünyasının içler acısı halini görmen için hadisten önce bir resim ekliyorum. Resimde yazanla peygambermizin hadisinde söylediğini kıyasla.
Ebû Hüreyre şöyle dedi “Yakın akrabalarını uyar!” [Şu`arâ sûresi (26), 214] âyeti nâzil olunca, Rasûlullah Kureyş kabilesini toplantıya çağırdı. Onlar da geldiler. Hz. Peygamber kimine genel, kimine de özel olarak şöyle hitâb etti:
“Ey Abdüşems oğulları! Ey Ka`b İbni Lüey oğulları! Kendinizi cehennemden kurtarınız! Ey Abdümenâf oğulları! Kendinizi cehennemden kurtarınız! Ey Hâşim oğulları! Kendinizi cehennemden kurtarınız! Ey Abdülmuttalib oğulları! Kendinizi cehennemden kurtarınız! Ey Fâtıma! Kendini cehennemden kurtar! Çünkü sizi Allah’ın azâbından kurtarmaya benim gücüm yetmez. Ama aramızdaki akrabalık bağı sebebiyle sizinle ilgimi kesmeyeceğim.” (Müslim, Îmân 348, 351. Ayrıca bk. Buhârî, Tefsîru sûre (26) 2; Tirmizî, Tefsîru sûre (27) 2; Nesâî, Vesâyâ)
Peygamberimizi kızına bile bir şey yapamayacağını söylemiş bizimkiler mahyalara peygamberden şefaat istediğini yazıyor. Peygamber bir şey yapabilse kızına yapacağını söylerdi. Bu, İslam dünyasının içler acısı halidir.
İmam Nevevi'nin Açıklaması
İmam Nevevi Riyazus Salihin'de bu hadisi yazdıktan sonra şöyle bir açıklama yapmış;
Hadisin bazı rivayetlerine göre Efendimiz akrabalarına hitaben: “Kendinizi Allah’tan satın alın! Yoksa sizi Allah’ın azâbından kurtarmak elimden gelmez” buyurmuştur. Efendimiz’in bu uyarısı ne kadar anlamlıdır! Bugün öyle kimseler vardır ki, benim babam hâfızdı. Dedem büyük âlimdi. Büyük annem şöyle Kur’ân-ı Kerîm okurdu diye onlarla iftihar ederler ve bu sözlerle dindar olduklarını anlatmaya çalışırlar. Böyle dindar insanların soyundan geldikleri için âhiret hayatını garantiye aldıklarını zannederler. Halbuki Peygamber Efendimiz en yakın akrabalarına “Kendinizi Allah’tan satın alın! Yoksa sizi Allah’ın azâbından kurtarmak elimden gelmez” diye seslenmekte ve kendisine güvenmemelerini hatırlatmaktadır. O dehşetli kıyamet gününde kimsenin kimseye fayda vermeyeceği bir gerçektir. Bu acı gerçeği unutmamak gerekir.
Hesap Günü Şefaat Var Mı?
Üstte koyu belirttiğim yerde İmam Nevevi kıyamet günü kimsenin kimseye fayda vermeyeceğini hatırlatmış. İmam Nevevi bu açıklamayı İslami gazetelerde köşe yazılarıyla şefaati anlatanlar gibi ezbere yazmamış. Dediğim gibi burada bir biriyle çelişkili hadisler var. Hadislerin bazılarına göre peygamberimizin şefaatiyle hiç bir mümin cehenneme girmiyor ama buna karşılık diğer bir hadiste peygamberimiz yakın akrabasına ve kızı Fatıma’ya “Kendinizi cehennemden kurtarın! Çünkü sizi Allah’ın azâbından kurtarmaya benim gücüm yetmez” diyor. Hangi hadis doğru? Hangi hadisin doğru olduğunu görmek için ayetlere bakmamız gerekiyor. Allah diyor ki “hesap günü şefaat yok”
Bakara
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım
254. Müminler! Size rızık olarak ne vermişsek, ondan hayra harcayın. Bunu; alışverişin, dostluğun ve şefaatin olmayacağı gün gelmeden yapın. Bunları görmemekte direnenler yanlışlar içindedirler.
Bu ayet daha dikkat çekici.
Bakara
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım
123. Öyle bir günden çekinip korunun ki o gün kimse kimsenin yerine ceza çekmeyecek, kimseden tazminat kabul edilmeyecek, şefaatin kimseye faydası olmayacak ve kimseye yardım edilmeyecektir.
Gerçekten Müslümanlar hayal içinde yaşıyor. Hesap Günü nedir, bilmiyorlar. Alttaki ayetteki hitap peygamberimize. Allah aşkına Müslümanların aklı nerede? Allah peygamberimize “o gün kimse kimseye bir şey yapamaz” diyor.
İnfitar
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım
17. Hesap verme günü nedir, sen ne bileceksin?
18. Gerçekten, sen ne bileceksin hesap verme gününün ne olduğunu? (Öyleyse dinle!)
19. O gün, kimsenin kimse için bir şey yapamayacağı gündür. O gün bütün yetki Allah’ındır.
Lokman
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım
33. Ey insanlar! Rabbinize karşı gelmekten sakının. Ana babanın evladı için; evladın da anası ve babası için bir ödeme yapamayacağı günden korkun. Allah'ın sözü gerçektir. Dünya hayatı sakın sizi aldatmasın. O çok aldatan (şeytan) da sizi Allah ile aldatmasın.
Peygamberimiz neden kızına bile “Kendinizi cehennemden kurtarın! Çünkü sizi Allah’ın azâbından kurtarmaya benim gücüm yetmez” demiş anlaşılıyor mu? Çünkü peygamberimiz bu ayetleri biliyordu. Bir insana en yakını anne babası oğlu kızıdır, istisnalar olabilir. Ayette Allah öyle bir günden bahsediyor ki o gün anne baba çocuklarına, çocuklar da anne babasına hiç bir yardım da bulunamazmış ve o gün şefaat yokmuş. O zaman hangi hadislerin doğru olduğunu söyleyeceğiz? Peygamberimizin kimseyi cehennemden kurtaramayacağını söyleyen hadisleri doğru kabul edeceğiz. “Kıyamet günü üç zümre şefaat eder: Peygamberler, sonra âlimler, sonra da şehidler” hadisi uydurmadır diyeceğiz. Bu hadis doğruysa üstteki ayetler ve diğer hadis yanlıştır. Ayetlerde yanlışlık olmayacağına göre o zaman bu hadis uydurmadır. Hesap günü şefaat yoktur. Hiç kimse amelleri cehennemlik olan bir Mümini Allah'a rica ile cennete aldıramaz. Allah böyle bir mümini eğer şirke girmediyse affedebilir, bu ayrıdır. Hesap Günü şefaat yoktur. Şefaat başka bir şey ona birazdan değineceğim.
Şefaat-i Uzma -Büyük Şefaat- Hadisi ve Tutarsızlıkları?
Şefaati Uzma büyük şefaat dedikleri başka bir hadis var. Bu hadise göre peygamberimiz şefaat hakkını kullanacak. Ayrıca hadiste hesap günü bütün insanların peygamber peygamber gezdiğini, şefaat dilendiğini görüyoruz. Hesap Günü insanlar kendi başına gezebilir mi? Hadis şöyle;
“Kıyamet gününde, insanlar birbirlerine girecekler. Hz. Adem’e gidip: “Evlatlarına şefaat et!” diye talepte bulunacaklar. O ise: “Benim şefaat yetkim yok. Siz ilk gönderilen Resul olan Nuh’a (as) gidin” diyecek. (Bazı rivayetlerde Hz. Nuh zikredilmemiştir). Bunun üzerine Hz. Nuh’a gidecekler. O da : “Ben yetkili değilim! Ancak, siz İbrahim’e gidin! Çünkü o Halilullah’tır” diyecek. İnsanlar Hz. İbrahim’e gidecekler. Ancak o da: “Ben yetkili değilim! Ancak Hz. Musa’ya gidin. Çünkü o kelimullah’tır” diyecek. Bunun üzerine insanlar Hz. Musa’ya gidecekler. O da “Ben yetkili değilim! Ancak Hz. İsa’ya gidin. Çünkü O Ruhullah’tır ve onun kelimesidir!” diyecek. Bunun üzerine ona gidecekler. O da: “Ben buna yetkili değilim. Lakin Muhammed’e gidin!” diyecek. Böylece bana gelecekler. Ben onlara: “Ben şefaate yetkiliyim!” diyeceğim. Rabbimin huzuruna çıkmak için izin talep edeceğim. Bana izin verilecek. Önünde durup Allah’ın ilham edeceği ve şu anda muktedir olamayacağım hamdlerle Allah’a hamdü senada bulunacak, sonra da Rabbime secdeye kapanacağım. Rab Teala: “Ey Muhammed, başını kaldır! Dilediğini söyle, söylediğine kulak verilecek. Ne arzu ediyorsan iste, talebin yerine getirilecektir! Şefaatte bulun, şefaatin kabul edilecektir!” buyuracak. Ben de: “Ey Rabbim! Ümmetimi, ümmetimi istiyorum!” diyeceğim. Rab Teala: “(Çabuk onların yanına) git! Kimlerin kalbinde buğday veya arpa tanesi kadar iman varsa onları ateşten çıkar!” diyecek. Ben de gidip bunu yapacağım!....” (Buhari, Tevhid 36, 19, 37; Müslim, İman 322)
Birinci Tutarsızlık
Üstteki hadis hesap günü insanların peygamber peygamber gezeceğini anlatıyor ama hadisin sonuna bakarsan Allah peygambere “kimlerin kalbinde buğday veya arpa tanesi kadar iman varsa onları ateşten çıkar!” diyecek yazıyor. Hani hesap günü mahşer meydanında peygamber peygamber geziyordu bu insanlar? Hangi ara ateşe girdiler? Hadisin başıyla sonu uyumlu değil. Peki hangisi doğru, şefaat cehenneme gitmeden mi gittikten sonra mı olacak? İkincisi doğru. Üstteki hadisin sadece son kısmı doğru. Büyük günah işleyen ama tövbe etmeyen ölen Müslümanların günahları fazla gelirse cehenneme gidecek. Cezaları dolunca yakınlarına şefaat izni verilecek. Peygamberimizin de "şefaatim büyük günahlar işleyenedir" hadisi var. Şefaatin cehenneme girmeden kurtarmak olduğu beynimize işlendiği için bunları ilk bakışta anlayamıyoruz. Sayfanın ilerisinde detaylı yazacağım.
İkinci Tutarsızlık
Hadisin bu versiyonunda yok ama diğer versiyonlarda her peygamber dünyada işlediği günahı bahane ederek insanların şefaat talebini geri çeviriyor. Mesela Adem babamız şöyle diyor; "Ben buna ehil değilim! Nefsim Nefsim Nefsim’ der ve onlara işlemiş olduğu o ağaçtan yeme hatasını dile getirir." Hadisteki insanlar hangi peygamberin yanına gitse böyle bir cevap alıyor. Mahşer meydanında herkes peygamber peygamber geziyor ama o gün Allah büyük günah işlemeyen ve şirke girmeyenleri affedeceğini söylüyor. Normal sıradan insanlardan cennete gidenler bile cehenneme ait bir ses dahi duymadan doğrudan cennete gidecek. Sıradan insanlar cehenneme ait bir ses dahi duymayacaksa peygamberler nasıl olur da "ben dünyada şu günahı işledim" der ve bu kadar kendilerine ne yapılacağını bilemez halde olurlar? Ayet bu;
Enbiya
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım
101. Yaptıklarının en güzeli ile karşılanma sözü verilenler[*] ise cehennemden uzak tutulacaklardır.
102. Cehennemin hışırtısını bile duymayacak, onlar da canlarının çektiği nimetler içinde ölümsüzleşeceklerdir.
103. O en büyük korku bile onları üzmeyecek: onları Melekler karşılayarak “İşte size söz verilen gün bugündür” diyeceklerdir.
[*] Bunlar büyük günahlardan uzak duran kişilerdir.Bkz: Nisa 4/31, Necm 53/32
Üstteki ayet sıradan Müslümanlar için. Nuh peygamber, İbrahim peygamber, Musa peygamber, İsa peygamber, bunlar ulül azm denilen büyük peygamberler ama üstteki hadise göre günah işlemiş, korkudan kimseyi görmeyen “nefsim, nefsim” diye titreyen insanlar olarak gösterilmiş. Bana sorarsan şefati uzma hadisi bizim peygamberimizi diğer peygamberlerden daha üstün olduğunu göstermek için uydurulmuş.
Üçüncü Tutarsızlık
Bu ve benzeri hadislerdeki her peygamber "ben şu kabahati işledim ben bir şey yapamam" diyor, Allah bu peygamberlerin hatalarını bağışlamadı mı? Kur'an'ı okuyunca yanlış yapan her peygamberin affedildiğini görüyoruz. Adem babamız yasak ağaçtan yedi ama sonra tövbe etmedi mi? Musa peygamber birine yumruk atmıştı adam öldü, bilerek, isteyerek yapılmış bir hareket değil. Allah affettiğini söylüyor.
Kasas
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım
15. Musa, halkın onu fark edemeyeceği bir sırada şehre indi. İki kişinin öldüresiye kavga ettiklerini gördü; biri kendi halkından/İsrailoğullarından diğeri düşman tarafındandı. Kendi halkından olan, düşmanına karşı yardım istedi. Musa ona okkalı bir şamar indirerek işini bitirdi. “Bunu Şeytan yaptırdı; o insanı yoldan çıkaran açık bir düşmandır” dedi.
16. “Rabbim! Ben kendimi kötü duruma soktum; suçumu ört, beni bağışla” dedi. Allah da onu bağışladı. Çünkü onun bağışlaması çok, ikramı boldur.
Yunus peygamber görev yerini terk etti sonra denize atıldı ve balık yuttu. Ama hemen tevbe etti ve Allah da kabul etti.
Enbiya
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım
87. Balığın esiri (Yunus) hayatı kendine dar etmeyeceğimizi sanarak bir gün kızgın bir şekilde çekip gitmişti. Ama daha sonra balığın karanlıkları[*] içinde seslenmiş: “Senden başka ilah yoktur. Senin eksiğin de yoktur; ben yanlış yaptım” demişti.
88. Ona da olumlu cevap verdik ve üzüntüsünden kurtardık. İnanıp güvenenleri işte böyle kurtarırız.
Kur'an hepsini anlatıyor. Bütün peygamberler bir kabahat yaptıysa af dilemiş ve Allah bağışlamış ama üstteki hadise göre hala kabahatliler. Dediğim gibi peygamberimizi yüceltmek için diğer peygamberleri kabahatli göstermeye çalışmışlar.
Dördüncü Tutarsızlık
Bu rivayette bütün insanlar mahşer meydanında hem konuşuyor hem de geziyor. Peki o gün buna izin var mı? Bir hadis göstereyim. Bu hadise göre mahşer meydanında kimse sorguya çekilmeden yerinden kımıldayamaz.
Ebû Berze Nadle İbni Ubeyd el-Eslemî’den rivayet edildiğine göre, Rasûlullah şöyle buyurdu: “Hiçbir kul, kıyamet gününde, ömrünü nerede tükettiğinden, ilmiyle ne gibi işler yaptığından, malını nereden kazanıp nerede harcadığından, vücudunu nerede yıprattığından sorulmadıkça bulunduğu yerden kıpırdayamaz.” (Tirmizî, Kıyamet 1)
İşte birbirine zıt iki hadis. Hangisi doğru? Peygamberimiz kısaca kimse hesaba çekilmeden bulunduğu yerden kıpırdayamaz demiş. Aklımızın yettiği ölçüde düşünürsek biz de "hesap günü zaten böyle olmalı, kimse hesabını vermeden bir yere gidemez" diyebiliriz. İnsanlar bu dört şeyden sorguya çekilmeden kımıldayamayacaksa nasıl olur da bütün herkes peygamber peygamber dolaşır? Ya konuşma? O gün herkesin konuşmaya izni var mı? Kıyamet günü ancak Allah'ın izin verdiği insanlar konuşabilecek, onlar da doğruları söyleyecek. Nebe, Kehf ve Kıyamet surelerindeki ayetleri de yazayım, resim netleşsin.
Hepimiz teker teker Allah'ın huzuruna alınacağız, neler yaptığımız bize tek tek bildirilecek. Bütün bu süreçte Allah'ın izin verdikleri dışında kimse konuşamayacak. Alttaki üç surenin ayetlerini beraber düşününce kimsenin peygamber peygamber gezip şefaat araması mümkün değildir.
Nebe
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım
38. Ruhların ve meleklerin saflar halinde ayağa kalkacağı günde Rahman’ın izin verdikleri dışında hiç kimse konuşmayacak; konuşan da doğru konuşacaktır.
Burada meleklerin ayrıca zikredilmesi, onların da sorumlu varlıklar olduklarını vurgulamaktadır. Herkesin tek tek Allah’ın huzuruna çıkacağını gösteren ayetlerden birini göstereyim. Bu ayetler masal değil. Hesap günü kimse kendi başına gezip, konuşamaz. Bu ayetlerden kaçıp sığınacak hiç bir yer olmadığını görüyoruz. Herkes Allah'ın huzuruna çıkarılacak.
Kıyamet
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım
10. İnsan o gün: "Kaçıp sığınılacak yer nerede?" der.
11. Hayır! Artık sığınılacak yer kalmamıştır.
12. O gün, varıp durulacak yer Rabbinin huzurudur.
13. Neye öncelik verdiği neyi ertelediği o gün insana tek tek bildirilir.
Beşinci Tutarsızlık
Hadis denen şefati uzma metni Müslümanlar tarafından kıyamete kadar nesilden nesle aktarılarak bilinecek değil mi? Bu hadis doğru olsa, hesap günü mahşer meydanında Müslümanlardan bu hadisi bilenler epey bir kişi olur. Sen bile şu an bu hadisi öğrendin. Müslümanlar diğer peygamberlerin şefaat etmeyeceğini bile bile ne diye peygamber peygamber gezsinler? Derler ki "ey millet diğer peygamberler şefaat etmeyecek doğrudan Hz Muhammed'e gidin." Ayrıca eğer dersen ki “belki Müslümanlar gezmiyordur.” Kim peygamber peygamber geziyor o zaman? Ateistler mi, deistler mi? İmanı olan herkesin gezdiği anlaşılıyor.
Hesap Günü Şefaatin Olmadığını Gösteren Hadisler
Bir hadis daha göstereyim, peygamberimiz hesap günü ümmeti için endişelenecek ama bu hadise göre Allah "onlara şefaat et, şefaatin kabul edilecek" demiyor.
İbni Abbâs şöyle dedi Rasûlullah va’z etmek üzere aramızda doğrulup ayağa kalktı ve şöyle buyurdu: “Ey insanlar! Şüphesiz ki siz yalınayak, çıplak ve sünnetsiz olarak Allah’ın huzuruna toplanacaksınız. ‘İlk defa yoktan var ettiğimiz gibi yeniden yaratacağız, bu va’dimizdir. Biz gerçekten bunu yapmaya muktediriz’ [Enbiyâ sûresi (21), 104]. Haberiniz olsun! Kıyamet günü insanların ilk giydirileni İbrahim’dir. Haberiniz olsun! Ümmetimden bir takım kimseler getirilip sol tarafa, cehennem tarafına sevk edileceklerdir. Ben "Ey Rabbim! Bunlar benim ashâbım, benim ümmetim, derim. Bunun üzerine: "Sen, bunların senden sonra ne bid’atler ortaya çıkarıp ne kötülükler yaptıklarını bilmezsin,"" denir. Bunun üzerine ben, sâlih kul İsâ’ın dediği gibi derim “Ben aralarında bulunduğum sürece durumlarını gözettim; fakat sen beni öldürüp aralarından alınca, onların denetleyicisi ve gözetleyeni sadece sen oldun. Sen her şeye hakkıyla şâhitsin. Onları cezalandıracaksan şüphesiz ki onlar senin kullarındır. Eğer onları bağışlayacaksan, mutlak güçlü ve hikmet sahibi ancak sensin” [Mâide sûresi (5), 117-118]. Bunun üzerine bana şöyle denilir. Gerçekten onlar, sen kendilerinden ayrıldığından beri, topukları üzerinde geri dönüp, dindarlıktan dinsizliğe yönelmeye devam ettiler.” (Buhârî, Enbiyâ 8, Rikâk 45; Müslim, Cennet 58. Ayrıca bk, Tirmizî, Kıyâmet 3; Nesâî, Cenâiz 119)
Bu hadiste peygamberimizin insanları kurtaracağına dair bir işaret var mı? Yok. İslam dünyası, birbiriyle ve Kur’an’la çelişkili hadisleri temizlemeden içinde bulunduğu bataklıktan kurtulamayacak. Bir hadis daha göstereyim;
Abdullah İbni Mes’ûd şöyle dedi: Rasûlullah “Bana Kur’an oku!” buyurdu. Ben "Ey Allah’ın Resûlü, Kur’an sana indirilmişken ben mi sana Kur’an okuyayım?"" dedim. Resûlullah “Kur’an’ı başkasından dinlemekten pek hoşlanırım” buyurdu. Bunun üzerine ben kendilerine Nisâ sûresini okumaya başladım.”“Her ümmetten bir şâhit getirip seni de bütün bunlara şâhit tuttuğumuz zaman onların durumu nice olur?” anlamındaki âyete [Nisâ sûresi (4), 41] geldiğimde "Şimdilik yeter!” buyurdu. Bir de baktım Resûlullah, iki gözü iki çeşme ağlıyordu. (Buhârî, Tefsîru sûre (4), 9, Fezâilü’l- Kur’ân 33, 34; Müslim, Müsâfirîn 247. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, İlim 13; Tirmizî, Tefsir 5)
Hesap Gününün Gerçekten Farkında Mıyız?
Hesap günü adını duyup da gözleri dolan, nasıl hesap vereceği endişesi taşıyan Müslüman yüzdesi kaçtır? Hadiste görüyorsun Peygamberimiz kendisinin bütün herkese son nebi olarak şahit getirileceği için ağladığı zamanlar olmuş. Hesap günü şefaat etme hakkı olsa ağlar mı? Bizler maalesef hesap gününün ciddiyetinin farkında değiliz. Birileri bize şefaat edecek biz de sıkıntısız cennete gireceğiz zannediyoruz halbuki peygamberimiz diğer hadiste bütün akrabalarına "Kendinizi cehennemden kurtarın! Çünkü sizi Allah’ın azâbından kurtarmaya benim gücüm yetmez" diyor. Zaten Bakara iki yüz elli dördüncü ayette "Ey iman edenler! Hiç bir alışverişin, hiç bir dostluğun ve hiç bir şefaatin olmadığı kıyamet günü gelmeden önce, yapacaklarınızı yapın diyor. O zaman hala "hesap günü şefaat olacak, peygamber, alimler, şehitler, hafızlar cehenneme gidecek Müslümanları cennete alacak" demek allahualem Kur'an'ı ve sünneti inkar olur. Şefaat olacak ama daha sonra.
Şefaat Ne Zaman Nasıl Olacak?
Şefaat şirke girmemiş ama büyük günahlar yapmış ama tevbe etmeden ölmüş müminlerin cehennemde cezaları dolduktan sonra cennetteki akrabalarının yanına yerleştirilmesidir. Şefaat'ın kelime anlamını bir daha hatırlatayım; şef' kökünden türemiştir. Sözlük anlamı, "çift olmak, bir şeyi benzeri olan başka bir şeye eklemek" demektir. Diyelim mümin karı koca dünyada şirke girmedi ama koca büyük günahlardan yaptı ve tövbe etmeden öldü. Bu adamın günahları sevapları mizanda tartılınca günahları ağır çıkarsa cehenneme gider. Cezası dolunca karısına kocasını yanına alma hakkı verilir. Kadın kocasına şefaat etmiş olur. Aynısı cennette de olur. Karı koca dünyadaki amellerine karşılık cennette farklı makamlarda olursa, kimin makamı yüksekse daha düşük makamdaki eşini yanına alır, daha doğrusu ona bu hak verilir. Şefaat budur? Burada da Müslümanlar cehenneme girecek mi girmeyecek mi tartışması çıkıyor. Ona da bakalım, ilgili ayetleri peş peşe sıralayınca şefaati daha iyi anlayacaksın. Allah cehenneme gidenlerden kimlerin şefaaten yararlanma hakkı olduğunu bile söylüyor. Bu ayet varken şefaatin insanları cehenneme gitmekten kurtarmak olduğunu nasıl söyleyebilirler. Sırayla ayetlere bakalım.
O Gün Tartı Haktır
Hepimizin her an yaptıkları, söyledikleri kaydediliyor. Hesap günü bu defteri önümüze koyacaklar ve defterdeki günahlarımız ve sevaplarımız tartılacak. Hangisi ağırsa ona göre karşılık bulacağız. Allah diyor ki o gün tartı haktır yani gerçektir yani kesin olacaktır.
Araf
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım
8. O gün tartı kurulacağı gerçektir. İyilikleri ağır basanlar, umduklarına kavuşacak olanlardır.
9. İyilikleri hafif gelenler ise ayetlerimiz karşısında yanlış davranmaları sebebiyle zararı kendi vücutlarına vermiş olurlar.
Şirke Giren Her Şeyini Kaybeder
Bu ayeti okuyunca karamsar olmaya gerek yok çünkü Allah eğer şirke girmezsek diğer günahlarımızı bağışlayabileceğini söylüyor. Ama eğer bir mümin şirke girer ve tövbe etmeden ölürse yaptığı her şey yok olur gider.
Nisa
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım
48. Allah, kendisine ortak koşulmasını (şirki) bağışlamaz. Bunun altında olanları, gerekeni yapan kişi için bağışlar[*]. Kim Allah'a ortak koşarsa, O’na büyük bir iftirada bulunmuş olur.
[*] Şâe = شاء fiilinin kökü, “bir şeyi var etme” anlamında olan şey =شيء’dir. (Müfredât). Bir şeyi insanın var etmesi için çalışması gerekir. Şirkten uzak kalan ve büyük günahlardan kaçınan (Nisa 4/31, Necm 53/31-32) veya günah işledikten sonra tevbe edip kendilerini düzeltenler (Furkan 25/68-71) ile sevapları günahlarından fazla olanlar doğrudan cennete gider, cehennemin hışırtısını bile duymazlar. (Enbiya 21/101-102) Günahları sevaplarından fazla olanlar da cehenneme giderler. (Araf 7/9, Meryem 19/71-72, Meryem 19/86-87, Müminun 23/103-104, el-Karia 101/8-11 ) Bunlar, cezalarını çektikten sonra cennetteki yakınlarının yanına yerleştirilirler. (Tûr 52/21) Ayrıca Allah eğer büyük günahlardan kaçarsak küçük günahlarımızı görmeyeceğini söylüyor. Size konan yasakların büyüklerinden kaçınırsanız kabahatlerinizi örter, sizi şerefli bir yere yerleştiririz. (4:Nisa <31)
Büyük Günahlar Nelerdir?
Peygamberimiz büyük günahların neler olduğunu söylemiş.. Bu hadis sahih midir diye aklına soru gelen olursa, peygamberimizin saydığı günahların Kur'an'da geçen büyük günahlar olduğu açık. Kur'an'ı bir kaç kez anladığı dilde okuyan herkes bu ayetleri görür.
Ebû Hüreyre'den rivayet edildiğine göre Rasullullah şöyle buyurdu "Yedi helâk ediciden kaçının!" Sahâbîler "Ey Allahın Resûlü! Bunlar nelerdir?" diye sordular. Hz. Peygamber "Allah'a ortak koşmak, sihir (büyü) yapmak, Allah'ın haram kıldığı bir nefsi haksız yere öldürmek, faiz yemek, yetim malı yemek, savaş meydanından kaçmak, evli, namuslu ve hiç bir şeyden haberi olmayan kadınlara zina isnad etmektir,” buyurdu. (Buhârî, Vasâyâ 23, Tıb 38, Hudûd 44; Müslim, Îmân 145. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Vasâyâ 10; Nesâî, Vasâyâ 12)
Enbiya
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım
101. Yaptıklarının en güzeli ile karşılanma sözü verilenler[*] ise cehennemden uzak tutulacaklardır.
102. Cehennemin hışırtısını bile duymayacak, onlar da canlarının çektiği nimetler içinde ölümsüzleşeceklerdir.
103. O en büyük korku bile onları üzmeyecek: onları Melekler karşılayarak “İşte size söz verilen gün bugündür” diyeceklerdir.
[*] Bunlar büyük günahlardan uzak duran kişilerdir.Bkz: Nisa 4/31, Necm 53/32
Üstteki ayette el hüsna kelimesi geçiyor, “yaptıklarının en güzeli ile karşılanma sözü verilenler” diye tercüme ediliyor. Aynı el hüsna bir de Necm suresinde geçiyor.
Necm
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım
31. Göklerde ve yerdeki her şey Allah’ındır. Düzenini, kötülük edenleri yaptıklarına göre cezalandırmak ve güzel işler yapanları da daha güzeli ile karşılamak için kurmuştur.
32. Güzel davrananlar, kusurları hariç, günahların büyüklerinden ve fuhuş çeşitlerinden kaçınanlardır. Sahibinin bağışlaması boldur. Sizi yerden oluştururken de analarınızın karnında birer cenin iken de sizi en iyi bilen O’dur. Kendinizi iyi göstermeye kalkmayın. Doğal yapısını kimin koruduğunu en iyi O bilir.
Güzel işler yapanları daha güzeliyle karşılama sözü bu ayette de geçti. Ayetin devamında güzel davrananların büyük günahlar ve fuhuş çeşitlerinden kaçındıkları yazıyor. Demek ki büyük günah işlemeyen ve fuhuş çeşitlerinden uzak duranlara el hüsna - daha güzeliyle karşılanma sözü var. Enbiya yüz birinci ayette bu insanlar “Cehennemin hışırtısını bile duymayacak” deniyor. Dikkat edersen Necm suresinde de “kusurları hariç” diyor. Büyük günahlardan ve fuhuş çeşitlerinden uzak duranların küçük günahların görülmeyecek. Fuhuş çeşitlerine bir açıklama göstereyim. Süleymaniye Vakfı mealinde geçiyor; Fuhuş çeşitleri diye tercüme ettiğimiz kelime fevâhiş’tir; fuhuş’un çoğuludur. Arapçada çoğul en az üçü gösterir. Kur’an’a göre zina ve erkek erkeğe ilişki fuhuştur. Üçüncüsü kadın kadına yaşanan sevicilik olabilir.
Eğer şirke girmezsek ve büyük günahları da yapmazsak Allah küçük günahlarımızı görmeyecek yani bizi sıkıntısız bir şekilde cennetine kabul edecek demektir. Şirke girmemiş, büyük günah da işlememiş bir müminin tartıya girmesine gerek var mı? Tartının olacağı ayetine aykırı bir şey söylemiyorum. Allah böyle bir müminin küçük günahlarını bile görmeyeceğini söylüyor. Sevap günah tartısının sonucu baştan belli. Bu mümin için tartı kurmaya gerek bile yok.
Kafirlere Tartı Kurulmayacak
Bir de Allah'ın onlar için tartı kurmayacağım dediği diğer insanlar var, onlar da kafirler.
Kehf
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım
103. De ki "İşleri en büyük zararla kapanacakları size haber vereyim mi?
104. Dünya hayatında güzel iş yaptıklarını sandıkları halde çalışmaları hedefinden şaşanlardır."
105. Onlar, Rablerinin âyetlerini ve O’nunla karşılaşmayı göz ardı etmekte direnenlerdir. Bu yüzden yaptıkları işler boşa gider. (Mezardan) kalkış gününde onlar için artık tartı kurmayız “
Hesap Günü Günah Sevap Tartısı Kimin İçin Kurulacak?
Allah üstteki ayette kafirlere tartı kurmayacağını söyledi. Nisa 48'de şirke giren müminleri affetmeyeceğini söyledi yani bu gruba tartı kurulmasının anlamı yok çünkü şirke girip tövbe etmeden ölen müminin her şeyi uçar gider. Allah Nisa 31'de de büyük günah işlemeyen müminlerin küçüklerini görmeyeceğini söyledi. Küçük günahı dahi hesaba katılmayacak birinin tartıya girmesine gerek yok. Diğer yandan Araf 8'de de "günah sevap tartısı haktır" diyor. O zaman tartı kimin için kurulacak? Tartı şirke girmemiş ama büyük günahlar yapmış ve tövbe etmeden ölmüş müminler için kurulacak. Büyük günahları yapanların küçük günahları da hesaba katılacak. Bu durumda günahı sevabından çok olan müminler cezalarını çekmek üzere cehenneme girecek.
Ğayy Suçu - Namaz Kılmayanların Akıbeti
Bu suçu İblis ve Adem işledi. Allah Adem’e secde etme emri verince İblis isyan etti. Kendi isyanına Allah’ı suçlu göstermeye çalıştı. Dedi ki;
Araf
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım
16. Şeytan dedi ki “Madem beni aşırılığa sen sevk ettin ben de senin doğru yolunun üstüne onlar için oturacağıma yemin ederim.
Adem de yerleştirildiği bahçede yasak ağaca yaklaşınca bu suçu işlemiş oldu.
Ta Ha
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım
121. Sonunda ikisi de o ağaçtan yediler ve her birine diğerinin vücudu göründü. Üzerlerini bahçenin yapraklarıyla örtmeye başladılar. Âdem, Rabbine karşı geldi ve yanlış bir yola girdi.
İblis’in dediği aşırılığa sevk etmeyle Adem’in yanlış bir yola girmesi diye anlatılan suç Ğayy suçudur. Ayetlerin orijinal metninde ğava kelimesi geçiyor. Meali okuyanlar doğru anlasın diye gördüğün gibi tercüme ediyorlar. Ğayy suçu büyük günahlardır. Allah Adem’i tövbe ettiği için affetti. İblis’i de tövbe etmediği için affetmedi. Aynı Ğayy suçu Meryem suresinde geçiyor. Allah suresinin başından itibaren on sekiz Nebi’nin adını sayıyor sonra onlardan sonra gelen nesilin namazı zayi ettiğini söylüyor. Namazı zayi etmek ğayy suçudur.
Meryem
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım
58. İşte bunlar Allah’ın mutluluk verdiği nebilerdendir; Âdem’in soyundan, Nuh ile birlikte gemiye bindirdiklerimizden, İbrahim’in ve İsrail’in (Yakup’un) soyundan olup kendilerine doğru yolu gösterdiğimiz ve seçtiğimiz kimselerdir. Onlara Rahman’ın ayetleri okununca gözleri dolarak secdeye kapanırlardı.
59. Onların arkasından gelenler, arzularına uyarak namazı ihmal ettiler. Onlar, yakında yanlış kurgularıyla yüzleşeceklerdir.
Allah namazı zayi eden bu insanların yakında yanlış kurgularıyla yüzleşeceğini söylüyor. Ğava, Ğayy suçu yanlış bir kurgu yapıp ona göre hareket etmek diyebiliriz. İbsli’in Adem’e secde etmemesi ve Adem’in yasak ağaçtan yemesi yanlış kurguydu. Bu yasakları yapınca sonunun ne olacağını yanlış kurguladılar. Aynı şey namaz kılmayanlar için geçerlidir. Onlar da namazı kılmayarak sanki bir şey olmayacak gibi bir kurgu yapıyor. Buradan namazı terk edenlerin tövbe etmez, kendisini düzeltmezse cehenneme gireceği anlaşılıyor. Ğayy suçunu aklında tut birazdan cehennemde Ğayy suçunu işleyene şefaat hakkı tanınacak ayeti göstereceğim.
Ğayy suçunu bilmeyince Meryem altmış sekizinci ayette anlatılan cehennemliklerin kim olduğu anlaşılamıyor. Allah Meryem elli dokuzda “onlar, yakında yanlış kurgularıyla yüzleşeceklerdir” dedi. Bu ayetlerde de nasıl yüzleşeceklerini görüyoruz.
Meryem
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım
68. Rabbine yemin olsun ki onları, şeytanlarıyla birlikte toplayacağız. Sonra alevli ateşin çevresinde diz çöktüreceğiz.
69. Sonra her sınıfın içinden Rahman’a en güçlü baş kaldıranları çekip ayıracağız.
70. Zaten Cehennemde sürekli kalmayı kimin hak ettiğini iyi biliriz"
71. Sizden oraya suya koşarcasına gitmeyecek yoktur. Bu, Rabbinin uygulamayı üstlendiği kesin hükümdür.
Bu ayetlerdeki “onları, şeytanlarıyla birlikte toplayacağız” ifadesi Meryem elli dokuzdaki “onlar, yakında yanlış kurgularıyla yüzleşeceklerdir” ifadesinin devamıdır. Araya giren ayetler kafanı karıştırmasın. Allah Ğayy suçunu yani büyük günah işleyenleri şeytanlarıyla beraber cehennemde bir araya getirecek. Alttaki ayet üsttekilerin devamı. Allah büyük günah işleyelerden kendisini korumuş olanları kurtaracağını söylüyor.
Meryem
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım
72. Allah’tan çekinerek kendini korumuş olanları kurtaracak, yanlışlar içinde olanları da orada diz üstü çökmüş olarak bırakacağız.
Kendisini korumuş olanlar kimlerdir? Neyden kendilerini korumuşlardır? Şirkten. Allah Nisa kırk sekizde şirke girenleri affetmeyeceğini onun altında kalanları affedebileceğini söylemişti.
Günahkar Müminlerin Cehennemde Şefaat Hakkı
Alttaki ayetlerde cehenneme giren günahkarların şefaat hakkına sahip olacağı bildiriliyor. Kur’an’daki şefaat budur. Bundan başka şefaat yoktur.
Meryem
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım
85. Allah’tan çekinerek korunanlar, Rahman’ın huzurunda, seçkin heyetleri ağırlar gibi topladığımız günde,
85. Günahkarları, suya koşarcasına cehenneme sevk edeceğiz.
85. (Orada) Rahman’dan söz almış olanlar dışında kimse şefaat hakkına sahip olamayacaktır.
Seksen yedinci ayette görüldüğü üzere Allah'tan söz alanlar şefaat hakkına sahip olacak. Söz alanlar şirke girmemiş Müminlerdir çünkü Allah Nisa kırk sekizde şirk günahı dışındaki günahları bağışlayacağını bildirmiş. Bu ayet açıkça cehenneme giden günahkarların şefaat hakkına sahip olacağını söylüyor. Müminler günahları kadar cehennemde kaldıktan sonra cennetteki yakınlarının yanına gönderilecek. Buna şefaat deniyor. Şefaat’ın kelime anlamını tekrar yazayım; Şefaat, şef' kökünden türemiştir. Sözlük anlamı, "çift olmak, bir şeyi benzeri olan başka bir şeye eklemek" demek. Bir karı kocayı düşün; kadın cennete adam cehennemde olsun. Şirke girmediyse cezası dolunca karısının yanına gitme izni verilecek. Tekrar çift olacaklar. “Madem Allah affedecekti neden baştan cehenneme soktu? Cehenneme sokmadan affedebilirdi” diye aklından geçiren var mı? Allah bunun kararını önceden vermiş. Günahları ağır gelenlerin cezalarını bedenleriyle ödeyeceğini karara bağlamış.
Araf
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım
8. O gün tartı kurulacağı gerçektir. İyilikleri ağır basanlar, umduklarına kavuşacak olanlardır.
9. İyilikleri hafif gelenler ise ayetlerimiz karşısında yanlış davranmaları sebebiyle zararı kendi vücutlarına vermiş olurlar.
Bu, Allah’ın kendisini bağlayıcı şekilde verdiği bir karar. Aynısı Karia suresinde anlatılıyor.
Karia
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım
1. Gümbürdeyen!
2. Nedir o gümbürdeyen?
3. Gümbürdeyenin ne olduğunu nereden bileceksin?[*]
[*] Gümbürdeyen, tekrar yaratılmış insanların kalkması için çalınan sur yani kalk borusudur.
4. İnsanların dağılmış kelebekler gibi olduğu gün,
5. dağlar, rengârenk yünler gibi yayılmış olur.
6. Tartıları (sevapları) ağır gelen
7. mutlu bir yaşayış içine girer. Ama kimin tartıları (sevapları) az olursa
8. Onun anası (gideceği yer) Haviye olur.
9. Haviye nedir, nereden bileceksin?
10. O, kızgın bir ateştir.
Müslümanlar bu ayetlerin farkında değiller. Allah açık açık yazmış, günahın çok olursa cehennemde bedeninle cezasını çekersin. Günahı kadar ceza görene şefaat hakkına kavuşur.
Şefaati Melekler Yapacak
Melekler cehennemde cezası dolan müminleri cennetteki yakınlarının yanına götürecek. Aynı şekilde cennette farklı makamlarda olan aile bireylerini de melekler en üst makamdaki aile bireyinin yanında toplayacak. Alttaki ayetlerde meleklerin şefaat edeceğini görebiliriz.
Enbiya
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım
26. "Rahmân, çocuk edindi" dediler. O, böyle şeylerden uzaktır, yücedir. Hayır, (evlat diye niteledikleri) o melekler ikrama erdirilmiş kullardır.
27. Onlar Allah’tan önce söz söylemezler ve hep O’nun emriyle iş görürler.
28. Allah, onların önlerindekini de arkalarındakini de (yaptıklarını da yapacaklarını da) bilir. Onlar, O’nun razı olduğu kimselerden başkasına şefaat etmezler ve hepsi O’nun korkusuyla titrerler.
Şefaati mahşer günü insanları cehenneme gitmekten kurtarmak diye anlarsak, üstteki ayeti nasıl değerlendireceğiz? Yirmi yedinci ayette meleklerin Allah'tan önce söz söylemediği ve hep Allah'ın emriyle iş gördükleri yazıyor. Yirmi sekizinci ayetin sonunda meleklerin Allah'tan çok korktukları da yazıyor. Böyle bir haldeyken, bir iş yapmak için Allah'tan emir bekleyen melekler hesap günü, mahşer meydanında nasıl diyecekler ki "biz şu kullara şefaat edelim." Meleklerin Allah'ın razı olduğu kişilere şefaati cehennemde cezası dolan müminleri cennetteki yakınlarının yanına götürmesi şeklindedir. Bir mümin şirke girmeyip büyük günahlar yapsa da, tevbe etmeden ölüp cehenneme girse de Allah sonunda ondan razı olur çünkü Nisa kırk sekizde şirk günahı işlemeyenleri affedeceğini söyledi. Bunu alttaki ayette de görebiliriz.
Necm
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım
26. Göklerde çok melek var ama onların şefaati (desteği) işe yaramaz. İşe yaraması için Allah’ın tercih ettiği kişiye, O’nun izni ve rızası ile olması gerekir.
Bu ayeti anlamak için üstte yazdıklarımı göz önünde tutman lazım. Büyük günah işlemeyen Müminler doğrudan cennete gidecek. Kafirlerin ve şirke girip tövbe etmeden ölenler ebedi cehennemde kalacak. Allah Araf dokuzuncu ayette ve Karia suresinde tartısı hafif gelen cezasını cehennemde bedeniyle öder dedi. Geriye Allah’ın razı olacağı, izin vereceği, tercih edeceği kimler kaldı? Cehenneme giren büyük günah işlemiş ama şirke girmemiş Müminler. Şimdi alttaki ayetin ne dediği daha iyi anlaşılıyor mu?
Bakara
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım
123. Öyle bir günden çekinip korunun ki o gün kimse kimsenin yerine ceza çekmeyecek, kimseden tazminat kabul edilmeyecek, şefaatin kimseye faydası olmayacak ve kimseye yardım edilmeyecektir.
İtiraz
Hesap günü şefaat olacağını söyleyenler Bakara 255'te ki gibi "İzni olmadan O'nun huzurunda kim şefaat edebilir?" ifadeleri delil getiriyor. Buna dayanarak "demek ki izni olanlar şefaat edecek" diyorlar. Biz buna itiraz etmiyoruz ki. Şefaatin olacağını ama bunun hesap gününde insanları cehennemden kurtarmak olmadığını söylüyoruz. Daha doğrusu ayetler böyle söylüyor. Alttaki ayet şefaatin olacağını söylüyor. Bu ayet varken kim şefaat yoktur diyebilir. Alttaki meal Süleymaniye Vakfı'ın, açıklama onların.
Ta Ha
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım
109. O gün[*] şefaat, sadece Rahman’ın onay verdiği ve lehine söz söylenmesini kabul ettiği kişiye fayda sağlar.
[*] O gün, yeniden dirilişle başlayıp sonsuza kadar devam edecek olan Kıyamet Günüdür. İlgili âyet şöyledir: “Allah’ın kulları için çıkardığı süsü ve temiz rızıkları kim haram edebilir?” diye sor ve şöyle de: “Bunlar dünyada müminler içindir#(ama kafirler de faydalanırlar); Kıyamet Günü sadece müminler için olacaktır.” Bilen bir topluluk için âyetlerimizi böyle açıklarız. (Araf 7/32)
Ayette tekrar Allah’ın lehine söz söylenmesini kabul ettiği onay verdiği kişiden bahsediliyor. Bu şirke girmemiş günah Müminerdir. Cehennemde cezasını çeken şefaat hakkına sahip oluyor. Ayetteki “o gün” hangi gün olduğu açıklamadaki ayetle açık değil mi?
Hesap Günü Şefaat Var Dersek Kur'an Tutarsız Bir Kitap Olur
Ta Ha yüz dokuzda bahsedilen şefaati mahşer yerinde bazı müminlerin cehenneme gitmelerinin önlenmesi anlamında alırsak Kur'an'da tutarsızlık olur. Allah'ın bir yerde söylediği ile diğer yerde söylediği farklı olmuş olur. Bakara yüz yirmi üçte ”Öyle bir günden çekinip korunun ki o gün kimse kimsenin yerine ceza çekmeyecek, kimseden tazminat kabul edilmeyecek, şefaatin kimseye faydası olmayacak ve kimseye yardım edilmeyecektir” diyor. Peygamberimiz de hadisinde ”Ey Fâtıma! Kendini cehennemden kurtar! Çünkü sizi Allah’ın azâbından kurtarmaya benim gücüm yetmez” demiş. O zaman Ta Ha yüz dokuzdaki şefaat mahşer yerinde, hesap görülürken değildir. Daha sonradır. O da günahkar müminlerin cehennemde cezalarını çekip cennetteki ailelerinin yanına yerleştirilmeleri oluyor.
Cehenneme Girmek Özel Çaba Gerektirir
Eğer Müslümansan cehenneme girmek için nefsine uyması, özel çaba harcaması gerekir. Nefsine uyan insanlar her türlü günahı yapabilir. Bazı günah vardır parasız olmaz. Bazı günah vardır az parayla olmaz. Bunları yapmaya çalışmak özel çaba ister. Müslümanlar yaptığı iyilikten 10 kat sevap, yaptığı kötülükten 1 kat günah alır.
Enam
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım
160. Kim bir iyilikle gelirse ona, on katı verilir. Kim de kötülükle gelirse sadece bir katı ile cezalandırılır. Kimseye haksızlık yapılmaz.
Ayrıca Müslümanlar eğer Allah rızası için infakta bulunursa 700 kata kadar sevap alabilir. Ayeti bu;
Bakara
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım
261.Mallarını Allah yolunda infak edenler, toprağa bir buğday tohumu ekmiş gibi olurlar. O tohum yedi başak bitirir. Her başağında yüz dane olur. Gerekeni yapana Allah, bunun da kat kat fazlasını verir. Allah’ın imkânları geniştir, O her şeyi bilir.
1 tohum 7 başak bitirirse ve her başağında 100 dane olursa 7x100 = 700 dane olur. Bir tohum eken 700 dane alır diyor yani bir infak yapan 700 sevap alır. İnfak edince 700 sevap, bir hayır yapınca 10 sevap, buna karşılık bir kötülük yapana 1 günah varsa, bir Müslümanın cehenneme gitmek için özel çaba harcaması gerekir. Peygamberimizden de bir hadis göstereyim.
Adî İbni Hâtim’den rivayet edildiğine göre, Rasûlullah şöyle buyurdu “Rabbiniz arada bir tercüman bulunmaksızın, her birinizle konuşacaktır. Kişi sağına bakar, önceden gönderdiği iyi işleri görür; soluna bakar vaktiyle yaptığı kötü işleri görür. Önüne bakar, önünde sadece cehennemi görür. Yarım hurma (infak ederek) de olsa cehennemden korununuz.” (Buhârî, Zekât 9; Müslim, Zekât 67. Ayrıca bk. Buhârî, Menâkıb 25, Tevhîd, 24, 36; Tirmizî, Kıyamet 1; İbni Mâce, Mukaddime 13, Zekât 28)
‘Şefaatim, ümmetimden büyük günah sahipleri içindir’ hadisi
Peygamberimizin şefaatinin neden büyük günah işleyenlere olduğu anlaşıldı herhalde. Büyük günah işleyenler cehenneme girecek sonra onlara şefaat edilecek. İstersen bu hadis ve Araf ile ilgili bilgi için alttaki videoya bakabilirsin.