Tevbe ve İstiğfar Nedir? Allah Bütün Günahları Affeder Mi?
İşlerim neden ters gidiyor diyorsan, bir şeylerden mahrum kalıyorsan, sürekli bulunduğun konumu kaybediyorsan probleminin kaynağı günahların, ilacın da bu sayfada.
Sayfa Başlıkları
- Tövbe Ve İstiğfar Ne Demek?
- Allah'ın Kabul Edeceği Tövbe Nasıldır?
- Tövbe Eden Eceli Gelinceye Kadar Yaşar
- İşlenen Her Haram Bir Mahrumiyet Doğurur
- İblis’in Yaşadığı Mahrumiyet
- Adem Babamızın Yaşadığı Mahrumiyet
- İblis Neden Kafir Adem Babamız Neden Günahkar Oldu?
- Allah Bütün Günahları Bağışlar Mı?
- Peygamberimizden Tövbe Duası
★★★
Tövbe Ve İstiğfar Ne Demek?
Tövbe dönüş yapmak demektir. İstiğfar ise o zaman kadar yaptıklarını görmemesi, üstünü örtmesi için Allah'tan istekte bulunmaktır. İnsan tövbe eder istiğfarda bulunursa Allah o kişinin tövbesini kabul edeceğini bildiriyor. Dönüş yapmak için önceden yapılan şeylerin yanlış olduğunu mutlaka idrak etmek gerekir. Bu idrak pişmanlık getiriyor. Bu pişmanlık insanın tövbe ettiğini gösteren güzel bir göstergedir. Yaptıklarının yanlış olduğunu anlayıp ara sıra bile bile yine onlara dönüp, sonra pişman olmak tövbe değildir. Hem günaha devam edip hem de tövbe etmek diye bir şey yok. Bunun istisnası kendini tutamayarak yaptığın günahlardır. Uyuşturucu madde, alkol hatta zina gibi bağımlılık yapan günahlar örnek olabilir. Karamsarlığa gerek yok çünkü Allah kendini tutamayarak günah işleyenlerin tövbesini kabul edeceğini söylüyor.
Allah'ın Kabul Edeceği Tövbe Nasıldır?
Nisa
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım
18. “Kötülük işlemeye devam eden, ölüm gelip çatınca da “Artık tövbe ettim” diyen kimseler ile kâfir olarak ölenlerin tövbesi geçersizdir”
17. Allah’ın kabul sözü verdiği tevbe, kendini tutamayarak kötülük işleyen sonra vakit geçirmeden tevbe edenlerin tevbesidir. Allah, onların tevbesini dönüşünü kabul eder. Allah bilir, doğru kararlar verir.
Kendini tutamayarak günah işliyorsan, peşine pişman olup tövbe ediyorsan, bir süre sonra kendini tutamayıp tekrar günah işleyip tekrar tövbe ediyorsan bu henüz tövbe değildir ama Allah tövbeni kabul edecek demektir. Tövbe için tam bir dönüş gerekir. Bu da yetmiyor; dönüş yaptıktan sonra da iyi şeyler yapmak lazım. Müslümanların çoğu bunu bilmez. Dille tövbe etmenin yeterli olduğuna inanılır. Halbuki ayette tövbe edip ve iyi şeyler yaparak döndüğümüzü ispatlarsak, Allah tövbeyi o zaman kabul ettiği yazıyor. Sadece lafla "ben tövbe ettim" demek yeterli değildir. Allah’ın ne kadar merhametli olduğunu görmen için yazıyorum; Allah tam bir dönüş yapıp, salih ameller yapmaya başlayan insanların günahlarını da sevaba çeviriyor. Delil alttaki ayet. Dönüş yapan ve iyi iş yapan ifadelerini ayette görebilirsin. Bu ayetten önce cehennemliklerden bahsediyor, o kısmı almadım.
Furkan
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım
70. Ancak dönüş yapan(tevbe), inanıp güvenen ve iyi iş yapan başka. Allah onların kötülüklerini iyiliğe çevirir. Allah bağışlar, ikram eder.
71. Kim dönüş yapıp iyi iş yaparsa gerçekten Allah tevbesini kabul etmiş olur.
Günahların sevaba çevrilmesi diğer müminlere haksızlık mı tövbe edene merhamet mi? Günahları sevaba çevrilen insanların hesabı sıfırlanır. Günahlar sıfırın üstüne artı değer olmuyor ancak o güne kadar işlenmiş günahlara karşılık gelmiş oluyor. İyi işler yaptıkça sıfırın üstüne artı değer olacak.Yani günah işlemeyenlere, kendisini koruyanlara haksızlık değil.
Tövbe Eden Eceli Gelinceye Kadar Yaşar
Allah tövbe edip dönüş yapmamızı istiyor ki belirlenmiş ecelimize kadar yaşayabilelim.
Hud
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım
3. Rabbinizden bağışlanma dileyin, sonra O’na yönelin (tevbe edin) ki belirlenmiş eceliniz[*] gelinceye kadar sizi güzel bir şekilde yaşatsın. Fazla yapan herkese de fazlasını versin. Eğer yüz çevirecek olursanız, o büyük günün azabına uğramanızdan korkarım.
[*] ecel-i müsemmâ : Vücudun yaratılışı sırasında belirlenen son kullanma tarihi, biyolojik ömür. İnsanın vücut ölçüleri ana rahminde belirlenir. İlgili âyetler şöyledir: "Kahrolası insan, ne kadar da nankördür! Allah onu hangi şeyden yarattı? Döllenmiş yumurtadan değil mi? Yarattı, arkasından ölçüsünü belirledi." (Abese 80/17-19) Ana rahminde belirlenen ölçü, vücudun son kullanma tarihi olduğu için onu uzmanlar, tahmin edebilirler.
Ecel-i müsemmâ, yalnız Allah'ın bildiği son yaşama tarihidir. O ecel gelince insan ölür. Bazı yanlış davranışlar o eceli müsemmâyı kısaltabilir. Tevbe edip durumunu düzeltirse eceli eski seviyesine çıkar. Bunun örneği, Yunus aleyhisselamdır.
Açıklamada da görüyorsun, Kur’an’da bize anlatılan geçmiş kavimlerin içinden bir tek Yunus peygamberin kavmi kendilerini yok edecek azap gelmeden tövbe etmiş.
Yunus
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım
98. Keşke bir kent çıksaydı da azap gelip çatmadan önce inanıp güvenseydi ve böylece imanları kendilerine fayda verseydi. Bunun tek istisnası Yunus’un halkıdır. İnanıp güvendikleri zaman dünya hayatında onlardan rezillik azabını kaldırdık ve belli bir süre refah verdik.
Bu ayetlerden anlıyoruz ki helak olan Ad, Semud, Nuh, Hud, Lut vs kavimleri de kendilerini yok edecek azap gelmeden tövbe etseydi onlar da yaşayabilecekleri maksimum zamanı yaşayabilecekti. Bu ayetlerden anladığımız bir şey daha var; tövbe etmezsek demek ki ömrümüz kısalıyor. Fakat kafirlerin durumunu göz önünde tutup “yüz yaşına kadar yaşayan kafirler ne olacak” diyebilirsin, haklısın; buradaki kriter Yunus halkı gibi uyarılmış ve bilgi sahibi olmak. Eğer bir insan dini bilgiye sahip değilse tövbe etmediği için ecelinin kısalması her zaman doğru değildir. Bunlar Allah’ın kanunları olduğu için ve biz de kimin içinde ne olduğunu bilmediğimiz için kimin eceli kısalıyor uzuyor dışarıdan göremeyiz. Kendimize bakmamız gerekir.
İşlenen Her Haram Bir Mahrumiyet Doğurur
Ayetlerde ism (إِثْم) diye bir kavram var. Meal okuyanların bunu kolay anlaması için ism yetine “günah” yazıyorlar. Bunları Süleymaniye Vakfı’nın mealinde görebilirsin. Yaptığım kıyaslamalarla benim gördüğüm kadarıyla piyasadaki en doğru, en açıklayıcı meal Süleymaniye Vakfı’nın meali. Ama sen bana körü körüne inanma sen de karşılaştır. Alttaki ayette ism nasıl geçiyor ve açıklamada da ne anlama geldiğini görebilirsin.
Bakara
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım
219. Sana hamrı (sarhoşluk veren ve uyuşturan maddeleri) ve şans oyunlarını soruyorlar. De ki her ikisinde büyük bir ism[1*] (zararlar) ve insanlar için yararlar vardır[2*]. Ama bunlardaki ism yararlarından büyüktür. (Hayra) neyi harcayacaklarını da soruyorlar. De ki: Artanı! . Allah, âyetlerini size böyle açıklar ki düşünesiniz.
[1*] Ayetteki İsm (إِثْم) , kişiyi sevaptan yani iyiliklerden ve doğal yapısından uzaklaştıran davranış anlamındadır (Müfredât). Hamr ve kumar kişiyi Kur'an'dan, namazdan (Maide 5/91) ve doğal yapısından büyük ölçüde uzaklaştırır.
[2*] İçkiden ve kumardan kazanç elde edilebilir, ama bunların zararı, faydasından büyüktür.
İçki ve şans oyunlarında faydalar varmış ama bunlardaki ism faydasından büyükmüş. Doktorlar bir zamanlar damarları genişlettiği için akşamları bir kadeh viski ya da kalbe iyi geldiği için bir kadeh şarap tavsiye ediyordu. Bu, alkolün faydası ama Allah ism diye adlandırdığı, insanları sevaptan uzaklaştıran bu davranışın alkolün faydasından daha büyük olduğunu söylüyor. Bu konudaki diğer ayeti de göstereyim.
Araf
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım
33. De ki “ Rabbim sadece şunları yasak (haram) etti: İster açık, ister gizli olsun her türlü fuhuş, ism (bu kitapta anlatılan günahları)[*], haksız saldırı, Allah’ın hakkında bir belge (yetki) indirmediği şeyi O’na ortak saymanız (şirk) ve Allah hakkında bilmediğinizi söylemeniz.”
[*] İsm (الإثم) “günah” diye tercüme edilir. Zenb ve cünah’a da aynı anlam verilince aradaki fark kaybolmakta, o zaman meselâ, Kur’an’da içkinin haram olduğuna dair bir hükmün olmadığını söyleyenler çıkmaktadır. Halbuki Bakara 2/219’a göre içki ve kumarda büyük bir ism vardır. İsm, Allah’ın haram kıldığı şeylerden olduğuna göre içki haramdır. Bu sebeple kelimeyi tercüme etmedik. Elif Lam’lı olduğundan ‘bu kitapta anlatılan’ tamlaması eklenmiştir.
İsm denen, Kur’an’da anlatılan günahlar bizi hayırlardan nasıl uzaklaştırıyor, nasıl mahrumiyete sebep oluyor biraz yazmam lazım çünkü bu konu sandığından daha önemli. Tövbe etmek için bunları görmen lazım yoksa nasıl olsa bir gün tövbe eder, dönerim diye oyalanırsın. Bunları bilmek lazım. Yoksa hayatın boyunca günahların yüzünden mahrumiyet yaşarsın ama sebebini bir türlü anlayamazsın. Anladığı dille Kur’an’ı okumadığı için çoğu Müslümanın bu kıssalarda ne anlatıldığından haberi yoktur. Bizdeki genel eğilim Kur’an’ı Arapça telaffuz et, sevap şeklinde. Halbuki Allah bu surelerde ibretlik çok önemli mesajlar veriyor. O yüzden altta yazacağım ayetleri atlamadan oku.
İblis’in Yaşadığı Mahrumiyet
Bundan bana ne kardeşim deme.Allah ibret alalım diye bunları indirdi. Kur'an'da bir kaç surede Adem'in yaratılış kıssası anlatılır. Bakara Suresinde Adem’in yaratılışı şöyle anlatılıyor;
Bakara
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım
30. Sahibin (Rabbin) bir gün meleklere, “Yeryüzünde bir muhalif varlık yaratıyorum.” dedi. Melekler, “Orada tabii düzeni bozacak ve kan dökecek bir varlık mı yaratıyorsun? Ama sen yaptığını güzel yaparsın, sana içten boyun eğmemiz bundandır. Senden dolayı onu temiz sayarız.” dediler. Allah: “Ben sizin bilmediklerinizi bilirim!” dedi.
31. Âdem’e her varlığın ismini (neye yaradığını) öğretti, sonra onları meleklere gösterdi: “İddianızda haklıysanız bana şunların isimlerini söyleyin!” dedi.
32. Melekler, “Biz sana içten boyun eğeriz, bizde senin öğrettiğin dışında bilgi olmaz. Her şeyi bilen ve kararları doğru olan Sensin.” dediler.
33. Bunun üzerine Allah, “Âdem! Meleklere şunların isimlerini (neye yaradıklarını) söyle!” dedi. Âdem onlara o isimleri söyleyince, “Size dememiş miydim, ben göklerin ve yerin gaybını (gizlisini, saklısını) bilirim. Neyi açığa vurduğunuzu, içinizde neyi sakladığınızı da bilirim.” dedi.
34. Meleklere “Âdem’e secde edin!” dediğimizde hemen secdeye kapandılar ama İblis öyle yapmadı, büyüklenerek direndi ve kâfirlerden oldu.
Bu ayetlerde geçen Adem’e secde etmek, Adem’e saygıyla eğilmek, saygı göstermek demek. Adem’deki bilgi meleklerde yoktu. Allah bu bilgiye karşı saygıyla eğilin demiş oldu. Melekler Allah’ın “Adem’e secde edin” emrine uydu, hepsi Adem’e secde etti ama İblis secde etmedi. Onu da bu ayetlerden göstereyim;
İsra
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım
61. Bir gün meleklere: “Âdem’e secde edin” dedik; hemen secdeye kapandılar ama İblis öyle yapmadı. “Çamur olarak yarattığına secde mi ederim?” dedi.
62. Sonra ekledi: “Kendine baktın mı! Bana tercih ettiğin bu mu? Beni (mezardan) kalkış gününe kadar yaşatırsan birazı dışında onun bütün soyunu kendime bağlarım” dedi.
63. Allah dedi ki “Çek git buradan. Onlardan kim sana uyarsa hepinizin cezası cehennem olur; tam suça göre ceza...”
Koyu belirttiğim yerde İblis’in Allah’a söylediğine dikkat ettin mi? Sen Allah’a böyle bir şey söylemeye cesaret edebilir misin? Peki İblis neden Allah’ın emrini yerine getirmedi? Kibir, kendini üstün görme ...
Müminun
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım
12. Allah: “Sana emrettiğimde secde etmeni engelleyen ne oldu?” diye sordu. “Ben ondan iyiyim. Beni ateşten yarattın ama onu balçıktan yarattın.” diye cevap verdi.
13. Allah dedi ki “Yıkıl oradan! Orada büyüklük taslamaya hakkın yoktur. Defol! Sen değerini yitirenlerdensin.”
14. İblis: “Öyleyse tekrar dirilecekleri güne kadar beni yaşat.” dedi.
15. Allah dedi ki “Sen de yaşatılacaklardansın.”
Allah İblis’i kovarken ne demiş; “Sen değerini yitirenlerdensin.” İsm nasıl bir mahrumiyete sebep oldu gördün mü? Allah İblis’e bir tanecik emir verdi “Adem’e saygıyla eğil” İblis sadece bir tanecik emri yerine getirmediği için hem kafir oldu hem de kovularak Allah’a en yakın görevlilerdenken makamını kaybetti. Buna ism deniyor. İşlenen her haram böyle bir mahrumiyet getirir.
Adem Babamızın Yaşadığı Mahrumiyet
İblis Allah’ın yanından kovulunca Allah Adem’i bir bahçeye yerleştirdi ve imtihan etti.İki sureden ayetler göstereceğim. Koyu belirttiğim yerlere dikkat et.
Bakara
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım
19. “Bak Âdem, sen ve eşin şu bahçeye yerleşin. Beğendiğiniz yerden yiyin ama bu ağaca yaklaşmayın. Yoksa yanlış yapmış olursunuz.”
Ta Ha
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım
116. Bir gün meleklere “Âdem’e secde edin!” demiştik, hemen secdeye kapanmışlardı ama İblis secde etmedi, direndi.
117. Dedik ki “Bak Âdem! Bu sana da eşine de düşmandır. Sakın sizi bu bahçeden çıkarmasın yoksa mutsuz olursun.
118. Burada ne açlık çekersin ne de çıplak kalırsın.
119. Burada susuz kalmaz, güneş ışığından etkilenmezsin.”
120. Şeytan hemen vesveseye girişti de dedi ki “Bak Âdem! Sana ölümsüzlük ağacını ve bozulmayacak bir saltanatı göstereyim mi?”
121. Sonunda ikisi de o ağaçtan yediler ve her birine diğerinin vücudu göründü. Üzerlerini bahçenin yapraklarıyla örtmeye başladılar. Âdem, Rabbine karşı geldi ve yanlış bir yola girdi.
122. Sonra Rabbi ona fırsat verdi de kendine yönelmesini (tevbesini) kabul etti. Ona doğru yolu gösterdi.
123. Allah: “Her ikiniz de biri birinize düşman olarak o bahçeden inin!” dedi. “Benim tarafımdan size doğru yolu gösteren bir rehber gelirde kim o rehbere uyarsa artık o ne sapar, ne de mutsuz olur.”
124. Kim de kitabımdan yüz çevirirse onun sıkıntılı bir hayatı olur. (Mezardan) kalkış günü mahşer yerine kör olarak getiririz.”
Allah Adem’e iki emir veriyor; birincisi ağaca yaklama ikincisi İblis’i dost bilme. Yerleştikleri bahçede susuzluk, açlık çekmeyecekler. Güneşin etkisini de hissetmeyecekler. Rahat rahat yaşayacaklar. Adem İblis’in düşman olduğunu unutmasaydı İblis Adem’i kandıramazdı. Kandırdığında da Allah’ın ağacı yasakladığını hatırlasaydı yine kendisini toparlardı ama sonuçta Adem Allah’ın iki emrini de tutmadı. Rahat rahat yaşayacağı bahçeden çıkmak zorunda kaldı; “Her ikiniz de biri birinize düşman olarak o bahçeden inin!” İşte bu da ism. İşlenen haram mahrumiyet doğurdu, rahat yaşayacakları yerden ayrılmak zorunda kaldılar.
Hz Adem Hangi Cennetten Çıkarıldı?
Adem ve eşinin ahirette gidilecek cennette imtihan olduklarına dair yaygın bir inanç var. Bu doğru değildir. Adem ve eşi dünyada bir bahçede imtihan oldu. Ayrıntısını bu sayfadan görebilirsin. Hz Adem Hangi Cennetten Çıkarıldı?
İblis Neden Kafir Adem Babamız Neden Günahkar Oldu?
Allah Adem’i yarattığında Adem’e secde edin deyince iblis "ben ondan iyiyim; beni ateşten yarattın ama onu balçıktan yarattın" deyince, burada biz bu ayetleri hızlı hızlı okurken bir şeye yeterince dikkat etmiyoruz. İblis "ben ondan iyiyim, ona secde etmem" dediğinde aslında “ben doğruyum” diyor. İblis doğru olunca kim yanlış oluyor? Emri veren Allah yanlış olmuş oluyor. İblis bu yüzden kafir oldu. Allah’a “balçıktan yarattığına secde etmemi söylediğinde yanlış yapıyorsun çünkü ben ondan üstünüm, ne diye üstün olan beni ona secde etmeye zorluyorsun” demiş oluyor.
Adem’i ele alınca da Allah Adem ve eşine diyor ki ancak şu ağaca (haramlara/size yasaklanmış şeylere) yaklaşmayın! Yoksa zalimlerden olursunuz, (Bakara 35) Allah ikisini uyarmasına rağmen iblis Adem’i kandırdı. Burada gözümüzden kaçmaması gereken şey Adem Rabbinden birtakım kelimeler öğrendi ve yalvardı. Rabbinin (vahiy ile kalbine bıraktığı) kelimeleri aldı. O da tövbesini kabul etti. (Bakara 37) Burada Adem Allah’a tövbe ederek “Sen bana ağaca yaklaşma demiştin ama ben yanlış yaptım beni affet” dediğinde, Adem yanlış yaptığını itiraf ediyor, af diliyor. Adem yanlış yapınca kim doğru yapmış oluyor? Allah doğru yapmış oluyor. Adem iblisin yaptığının tam tersini yaparak kafir değil günahkar oluyor, af dileyip af oluyor. Çünkü ayette Şüphesiz Allah tövbeleri kabul eden merhamet sahibidir (Bakara 37) deniyor.
Günahkar Ya Da Kafir Olmak Bütün Mesele Bu
Bugün “Kur'an'ın hükmü kaldı mı” “bugün namaz kılmak yaşam şartlarına uymuyor” “başörtüsü saçmalıktır” “hac Araplara para yedirmektir” ne kadar böyle söz varsa kafirlik oluyor sebebi "Allah bu emirleri vermiş ama bunlar bize uymuyor" demiş oldukları için. Oruç mesela, bir insan “bütün gün aç durmak insan sağlığına olumsuz etkisi var, doktorlar az az sık sık yiyin diyor” dediği zaman Allah bilmiyor doktorlar biliyor demiş oluyor. İblis gibi, kendisini Allah’tan daha bilgili görmesi insanı kafir yapıyor. Diğer yandan bir insan dese ki "Allah oruç tutmamızı istiyor ama ben gevşeklik ediyorum tutmuyorum" bu adam emri kabul ediyor ama yapmıyor, günahkardır, Adem gibi.
Allah Bütün Günahları Bağışlar Mı?
Bazen insanların Allah'ın kendilerini bağışlamayacağını söylediklerini duyuyorum. İnsan ne günah işlerse işlesin Allah affeder çünkü Allah et Tevvap, el Gafur, el Gaffar, el Rahim'dir. Hiç bir günah Allah'ın affı ve merhametinden büyük olamaz. Bu yüzden insan hangi günahı işlerse ölmeden tövbe eder kendisini düzeltirse Allah affeder. Allah diyor ki Allah’ın merhametinden (ikramından) umut kesmeyin. Allah bütün günahları bağışlar.
ZümerKovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım (Nahl 98)
53- Onlara şu sözü söyle: “Ey kendilerini aşırı davranışlara sürüklemiş Allah kulları! Allah’ın merhametinden (ikramından) umut kesmeyin. Allah bütün günahları bağışlar. O, hem bağışlar hem de ikramda bulunur.
54- Rabbinize yönelip dönün ve O’na teslim olun! Size azap gelmeden önce! Sonra size yardım edilmez!
55- Farkına varmadığınız bir anda o azap gelip çatmadan önce Rabbinizden size indirilenlerin en güzeline uyun.”
56- Sonra kalkıp şöyle der: “Allah’a karşı çok kusur işledim; her şeyi kaybettim. Gerçekten ben hafife alanlardandım”
57- Kalkıp şunu diyebilir: “Beni Allah yola getirseydi ben de çekinerek korunanlardan olurdum.”
58- Azabı görünce şöyle de diyebilir: “Keşke elimde bir fırsat daha olsa da güzel davrananlardan olsam.”
59- Hayır, sana bunca belgelerim geldi de sen onlar karşısında yalana sarıldın, büyüklük tasladın ve kafirlerden oldun.
Son ayetten bu ayetler sanki müşriklere söyleniyor gibi görünüyor, Allah müşriklere bile "Allah’ın merhametinden (ikramından) umut kesmeyin. Allah bütün günahları bağışlar" diyorsa kimse umutsuz olmamalı. Ayetin başlangıcı herkese hitap ediyor Ey kendilerini aşırı davranışlara sürüklemiş Allah kulları! Allah ateş dolu hendeklerde insanları canlı canlı yakan kafirleri iman edip tövbe ederlerse onları bile affedeceğini söylüyorsa bir Müslümanın kısa bir süre namazı bırakmasını, ara sıra içki, zina gibi günahlara girmesini daha kolay affeder.
Buruç Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım (Nahl 98)
4. Kahrolsun o hendek arkadaşları,
5- o ateşlerle dolu hendeği hazırlayanlar!
6- Hani onlar, onun çevresinde oturmuşlardı.
7- Ve müminlere yaptıklarını seyrediyorlardı.
8- Kendileri onlardan yalnızca güçlü ve övgüye değer Allah’a inandıkları için intikam alıyorlardı.
9- O (Allah) ki; göklerin ve yerin mülkü/yönetimi/imparatorluğu O’nundur. Allah her şeye şahittir.
10- Mümin erkeklere ve mümin kadınlara işkence edenler, sonra da tövbe etmeyenler var ya; işte onlara kesinlikle cehennem azabı vardır. Yakıcı ateş azabı da onlar içindir.
11- İman edenlere ve salih amelleri/faydalı işleri en iyi şekilde yapanlara ise, alt taraflarından ırmaklar akan cennetler vardır. Büyük başarı/kurtuluş işte budur!
Bu ayetlerde de tövbe ile beraber kendini düzeltme ve salih amel yapmak gerektiğini görüyorsun. Son nefesi vermeden her ne günah yaptıysak veya hangi emirleri yapmadıysak töbve edip kendimizi düzeltip salih amel yapmaya başlamalıyız ki Allah bizi affetsin.
Peygamberimizden Tövbe Duası
Son olarak peygamberimizin yaptığı dualardan birini göstereyim.
Ebû Mûsâ el-Eş‘arî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem şöyle dua ederdi:
“Allahım! Günahlarımı, bilgisizlik yüzünden yaptıklarımı, haddimi aşarak işlediğim kusurlarımı, benden daha iyi bildiğin bütün suçlarımı bağışla! Allahım! Ciddî ve şaka yollu yaptıklarımı, yanlışlıkla ve bilerek işlediğim günahlarımı affeyle! Bütün bu kusurların bende bulunduğunu itiraf ederim. Allahım! Şimdiye kadar yaptığım, bundan sonra yapacağım, gizlediğim ve açığa vurduğum, ölçüsüz bir şekilde işlediğim ve benden daha iyi bildiğin günahlarımı affeyle! Öne geçiren de sen, geride bırakan da sensin. Senin gücün her şeye yeter”
Buhârî, Daavât 60; Müslim, Zikir 70.
Tövbe ve istiğfar Nedir? - Nisa 110 - Abdülaziz Bayındır
Nisa 110-111. ayetlerle tövbe ve istiğfarın ne demek olduğu anlatılan güzel bir ders. Dinlemeni tavsiye ederim.
Nisa Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım (Nahl 98)
110. Kim bir kötülük işler veya kendini yanlışa sürükler de Allah'tan bağışlanma dilerse, Allah'ın bağışlamasının bol, ikramının çok olduğunu görecektir.
111. Kim bir günah işlerse onu sadece kendi aleyhine işlemiş olur. Allah bilir, doğru kararlar verir.