Kabir Azabı Var Mıdır?


Kabir azabıyla ilgili hadislere baktığımızda kabirde bizi sorguya çekecek Münker ve Nekir adında iki meleğin olacağını görüyoruz. Kur'an'a baktığımızda ise ölen kişinin bilinçsiz, zamansız bir sürece girdiğini görüyoruz. Bu konuda İslam alimlerini yanıltan kabir cehennem çukurlarından bir çukurdur sözüyle Mümin 46. ayette Firavun'a sabah akşam azap olduğu bilgisi olmuş. Gerçekten ilk bakışta ayet ve hadis denen bu metin örtüşüyor. Bu örtüşmeyi gören alimler konu üstünde daha fazla düşünmemişler. Ben hadisleri inkar eden biri değilim. Benim derdim uydurma hadisleri temizleyip peygamberimizin gerçekten söylediği hadisleri görmek. Her konuyu böyle araştırıyorum. Bu sayfada kabir azabı diye anlatılan bu bilginin kurgu olduğunu göstereceğim. Peygamberimiz böyle bir şey anlatmamıştır.

Münker Nekir ve Kabirdeki Sorular - Uydurma Hadis

Çok uzun bir hadis var. Gerçi buna hadis demek doğru değil çünkü uydurma. O metinde kabirde ilk gece nasıl olduğu, meleklerin cennetlik ve cehennemlik insanların ruhu nasıl alındığı anlatılıyor. Müslümanlar, kabirde sorulacak sorular, kabirde neler olacak, münker nekir ne sorar, görevleri nedir vs diye merak edip arama yaptığında hadis denen bu metinleri buluyor. Maalesef doğru bilgi almış olmuyorlar. Benim derdim bu. Uydurma hadisler temizlensin ki peygamberimizin doğru hadislerini görelim. Konumuz kabir azabı olduğu için hadis denen metnin hepsini değil sadece azap kısmını ele alacağım. Buna göre kafirin ruhu alınıp gökyüzüne çıkarılıyor sonra ruh bedenin yarısına iade ediliyor. Neden yarısına giriyor? Kabre Münker Nekir gelecek "rabbin kim, peygamberin kim, dinin ne diye sorular soracaklar, bu sorulara cevap verebilmek için ruh bedenin yarısına girer" diyorlar. Alınan ruhun bedene iade edilmesi mümkün değildir. Ayetler çok açık biçimde anlatıyor. Kur'an'da ruhun ölen bedene geri giremeyeceğini görürsek bu hadisin uyduma olduğunu anlarız. Hadisin sadece ilgili bölümünü alacağım. Sonra hadis denilen bu metnin uydurma olduğu ve kabir azabının olmasının mümkün olmadığını göstereceğim. En son Mümin 46. ayette Firavun'un sabah akşam azap görmesi ne demek bundan bahsedeceğim.

Uzun metnin ilgili bölümü şöyle

−‘Nihayet ruhu cesedine iade edilir. O arkadaşlarının kendisini bırakıp gittikleri vakit ayak seslerini duyar. Bu halde iken şiddetle azarlayan iki melek gelir ve onu oturtur. Ona şöyle derler:

−‘Rabbin kim?’ O, ‘Ha, ha bilmiyorum’ der.

−‘Dinin ne’ diye sorarlar? O, ‘Ha, ha bilmiyorum’ der.

−‘Bu size gönderilen adam hakkında ne dersin’ diye sorarlar? Onun ismini hatırlayamaz. O Muhammed denilir. O, ‘Ha, ha bilemiyorum’ der. İnsanların o sözü söylediklerini duydum. Bu sefer ona ‘Hay bilmez olasın ve hiçbir şey söyleyemez olasın’ derler.

Semadan bir münadi ‘O yalan söylemiştir’ diye nida eder. Ona cehennem ateşinden yaygılar yayınız, ona cehennem ateşine giden bir kapı açınız. Cehennemin sıcağından ve deri gözeneklerinden işleyen sıcak havasıda ona ulaşır. Kabri o kadar daraltılır ki kaburgaları birbirine geçer.

İnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Şey Ruhtur

Allah ayetlerde ruhu, ölüm ve uyku benzerliğini göstererek anlatıyor. Allah ruh-beden nasıl bir mekanizma olduğunu anlattıktan sonra biz bunu genişletip daraltamayız. Allah bir cümlenin sonuna nokta koyduysa, bunu virgülle değiştirip cümleye devam edemeyiz. Uydurma hadisleri de attığımız virgülün peşine getiremeyiz. Müslümanların doğruları görmesine engel olan bu tavırdır.

Buradaki en büyük problem ruh ve beden ayrımının yapılmamasında. Allah insanlara diğer canlılardan farklı olarak ruh da vermiş. Ruhun ne olup olmadığına dair çok tartışmalar olmuş. Müslümanlar bu konudaki en sağlıklı bilgiyi Kur'an'da bulabilir. Allah herkese ana rahminde vücut organları tamamlanınca ruh veriyor ve bu ruh insana dinleme, görme ve ileri görüşlü olma özelliği kazandırmaktadır. Her hayvan duyar ama insan dinler. Her hayvan bakar ama insan görür. Bizi diğer canlılardan ayıran şey ruhla beraber gelen bu özelliklerdir. Bunun ayeti altta.

Secde

Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım (Nahl 98)

7 - Yarattığı her şeyi güzel yaratan ve o insanı (Âdem’i) yaratmaya çamurdan başlayan O’dur.

8 - Sonra onun soyunu bir özden; zayıf bir sudan yaratmıştır.

9 - Sonra (organlarını tamamlamış) dengesini kurmuş ve ona ruhundan üflemiş; (böylece) size dinleme, ileri görüşlü olma (basiret) yeteneği ve gönüller vermiştir. (Bu yetenekleri) Ne kadar az değerlendiriyorsunuz!

Ölüm Uyku Benzerliği

Ölümle uyku, ruhun alınması konusunda aynı şey. Allah ikisinde de ruhumuzu alıyor. Aslında ayette vefat kelimesi geçiyor. Allah bizi her gece vefat ettiriyor.

Enam

Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım (Nahl 98)

60 - Geceleyin sizi vefat ettiren[1*] ve gündüz ne yapıp ettiğinizi bilen O'dur. Gündüz sizi kaldırır ki belirlenmiş ecelinizi tamamlasın. Sonra dönüşünüz O'na olacaktır. Daha sonra da yapmış olduklarınızı size O bildirilecektir.

[1*] Ruh’un bedenden alınması vefat, canlılığın son bulması ölüm(mevt)’tir.

Açıklamada da görüldüğü üzere vefat ruhun bedenden çekip alınmasına deniyor. Her gece ölüyoruz. Belki resimle görmek daha etkili olabilir. Üsttekini ruh olarak düşünürsen;

ölüm ruhun alınması

Bunu her gece yaşıyoruz. Peygamberimizin bunu dile getirdiği bir duası var, şöyle;

Huzeyfe radıyallahu anh şöyle dedi:

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem geceleyin uyumak istediği zaman elini yanağının altına koyar sonra da: "Allahümme bismike emûtü ve ahyâ: “Allahım! Senin isminle ölür, senin isminle dirilirim” derdi. Uykudan uyandığı zaman: “Elhamdülillâhillezî ahyânâ min ba‘di mâ emâtenâ ve ileyhin-nüşûr.” “Bizi öldürdükten sonra dirilten Allah’a hamdolsun. Diriltmek sadece O’na mahsustur” buyururdu. (Buhârî, Daavât 7,8,16. Ayrıca bk. Müslim, Zikr 59; Ebû Dâvûd, Edeb 98; Tirmizî, Edeb 28; İbni Mâce, Duâ)

Peygamberimizin her konuşması böyle Kur’an’a dayanıyor. İş ki biz onları arayıp bulalım. Peygamberimiz bu hadisiyle uyuduğumuzda öldüğümüzü anlatmış. Elbette ki peygamberimiz bu ayetleri bizden daha iyi biliyordu. Bu hadis ve Enam suresinin altmışıncı ayeti uykunun ölümle aynı şey olduğunu anlatıyor.

Allah Ruhları Alır Ölümüne Hükmettiğini Tutar

Alttaki ayette yine ölüm ve uykudan bahsediyor. Bu ayetten uykuda ölenlerin nasıl öldüğünü de anlamış oluyoruz.

Zümer

Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım (Nahl 98)

42 - Allah ölüm esnasında ruhları alır, ölmeyenlerinkini de uykuda alır. Ölümüne hükmettiğini tutar, ötekini o belirlenmiş eceline belli bir vakte kadar salıverir. Bunda, düşünen bir topluluk için göstergeler (ayetler) vardır. Allah nefisleri/ruhları, (vücut) öldüğü sırada vefat ettirir[1*], ölmemiş olanlarınkini de uykusunda vefat ettirir. Ölümüne hükmettiğini tutar, ötekini belirlenmiş eceline kadar salıverir. Bunda, düşünen bir topluluk için âyetler (işaretler) vardır.

[1*] Her insanda iki nefis vardır; birincisi bedeni, ikincisi ruhudur. Ana rahminde döllenmiş yumurtadan yaratılan bedene ruhun üflenmesi, bütün organların tamamlanmasından sonra olur. Böylece insan, dinleyebilen, basiret ve gönül sahibi olan farklı bir canlı türü haline gelir (Müminûn 23/12-14 ve Secde 32/7-9)

Bu âyete göre vefat, işi biten ruhun bedenden ayrılmasıdır. Allah ruhu iki şekilde vefat ettirir, biri uykuya daldığında, diğeri de öldüğünde olur. Ruh, bilgisayarın işletim sistemi gibi bütün bilgileri korur. Onun için Allah, hem uyuyan hem de ölen bedenin ruhunu koruma altına alır. Uyuyan insanın ruhu, uyandığında, ölen kişinin ruhu da vücut yeniden yaratıldığında geri döner. (Bkz. Müminûn 23/100 ve Tekvîr 81/7)

Bu ayetlerden öğrendiğimiz şey; uykuyla ölüm aynı şeydir. İkisinde de ruhumuz alınıyor. Uyurken alınan ruh, eğer kişinin eceli geldiyse geri gönderilmiyor. Uykusunda ölmüş oluyor. Eceli gelmeyenlerin ruhları bedenlerine geri gönderiliyor ta ki Allah'ın belirlediği ecele kadar. Bizim konumuz kabir azabı olduğuna göre, uyku ve ölüm anında Allah ruhları aldığına göre bu durumda azap nasıl olacak? Ruh alındığı anda bilinç bitiyor.

Kabir Azabının Bedene Olması Mümkün Değildir

Ayetlerde berzah kelimesi geçiyor. Biz buna daha çok Berzah alemi diyoruz ama asında bu bir alem değil. Berzah engel demek. Alttaki ayet kafirlerin yaşadığı ölüm anını anlatıyor. Bu ayetlerden ruhların bedenlere geri dönmesinin mümkün olmadığını öğreniyoruz.

Müminun

Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım (Nahl 98)

99 - Onlardan birine ölüm geldi mi şöyle der: “Rabbim! Beni geri çeviriniz.

100 - Terk ettiğim dünyada belki iyi bir iş yaparım”. “Hayır asla; o onun söyleyeceği sözdür. Önlerinde yeniden dirilecekleri güne kadar bir enge[*]l vardır.”

[*] "بَرْزَخٌ = Berzah engel demektir (Müfredat). Her insanda iki nefis vardır; birincisi bedeni, ikincisi ruhudur. Ana rahminde döllenmiş yumurtadan yaratılan bedene ruhun üflenmesi, bütün organlarının tamamlanmasından sonra olur. Böylece o, dinleyebilen, basiret ve gönül sahibi olan farklı bir canlı türü haline gelir (Müminûn 23/12-14 ve Secde 32/7-9)

Buradaki konuşmalar, ölen bu kafirin ruhu ile melek arasında geçen konuşmalardır. Ayrıca Nahl 16/28-29, ve Enfal 8/50=51. Âyetlere bakılabilir.

Konuyu daha iyi anlayabilmek için berzah kelimesin nasıl bir engel olduğunu görmek gerekiyor. Bunu için diğer ayetlere bakabiliriz. Allah iki denizin bir birine karışmamasını yine berzah kelimesiyle anlatmış.

Furkan

Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım (Nahl 98)

53. İki denizi birbirine salan odur. Biri tatlı ve lezzetli, öbürü tuzlu ve acıdır. Aralarına da bir engel, aşılmaz bir sınır koymuştur.

Kur’an sözlük görevi bile görüyor. Berzah’ın anlamının su örneğiyle aşılmaz bir sınır olduğunu gördük mü? Allah Zümer suresinin kırk ikinci ayetinde ölen insanların ruhlarını tuttuğunu, geri iade etmediğini söyledi. Üstteki ayette de kafirlerin ölünce gerçeği anlayacakları, dünyaya geri dönmek isteyecekleri, “Rabbim! Beni geri çeviriniz” diyeceklerini görüyoruz. Ruhla beden ayrılıyor. Artık ruhla bedenin birleşip geri dönme imkanı bitti. Öyle ki Allah ruhla beden arasında önlerinde yeniden dirilecekleri güne kadar bir engel vardır diyor. Ölen insanların bedenleriyle bağlantılarının kesildiğini gördük mü? Üstte hadis denen metinden küçük bir bölüm gösterdim; gelenekte kabir azabının, ölen kişi kabre defnedilince ruhu bedeninin yarısına iade edilip, Münker Nekir meleklerinin gelip soru soracağı sonrada kafirlerin kabrinin cehennem çukuruna döneceğine inanılıyor. Bunun olamayacağını göstermek için bu ayetleri yazdım. Ölen bedenden ruh ayrıldığında yeniden dirilinceye kadar çıktığı bedene girmesi mümkün değildir. Tıpkı Allah’ın tatlı ve tuzlu suyun karışmaması örneğini verdiği gibi. Tatlı suyla tuzlu su arasında nasıl bir engel varsa bir birlerine karışmıyorlarsa, ruh da alındıktan sonra bir daha bedene giremez. O zaman kabir azabı bedene yapılacak diyenler yanılıyorlar. Bu konudaki hadis denen metinler uydurmadır.

Aslında burada azap kelimesinin tanımı çok önemli. Azap, insanın ağzının tadının kaçması demek. Üstteki Zümer doksan dokuz ve yüzüncü ayetlere bakarsan, kafirler ölürken gerçeği anlayacaklar ve dünyaya geri dönmek, iyi işler yapmak isteyecekler. Eğer ölürken bir azap varsa o budur. Yaşanan bu pişmanlık, dünyaya geri dönme iyi işler yapma isteği ama buna karşılık mealen "bugüne kadar yapsaydın, artık geri dönüş yok" cevabı veriliyor. Bu bir azaptır ve ruh alınana kadar sürer.

Günahkar Müslümanların Ölürken Yaşadığı Pişmanlık

Alttaki ayet "Müminler" diye başlıyor dolayısıyla bu ayet müslümanları anlatıyor. İnfak etmeyen müminler de ölüm anında gerçekleri anlayıp tıpkı kafirler gibi süre isteyecek. Allah onlara da benzer bir cevap veriyor; ömrünü tamamlayana ek süre verilmez.

Münafikun

Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım (Nahl 98)

9 - Müminler! Mallarınız ve çocuklarınız sizi, Allah'ın zikrinden (kitabını anlamaktan) alıkoymasın. Bunu yapanlar umduğunu bulamazlar.

10 - Size rızık olarak verdiğimiz şeylerden hayra harcayın; yoksa ölüm gelip çatar da şöyle dersiniz: "Rabbim (Sahibim)! Ne olur; beni kısa bir süre daha yaşat da sadaka verip iyilerden olayım."

11 - Bir kimsenin ömrü bitince Allah ona asla ek süre vermez. Allah, yaptığınız her şeyin iç yüzünü bilir.

Bu hal de günahkar müminlerin yaşayacağı azaptır.

Kabir Azabının Ruha Olması Da Mümkün Değildir

Üstteki ayetlerde geçen hem kafirlerin hem de günahkar müminlerin konuşması, ölen insanların sıkıntı çektiğini gösteriyor fakat yeniden dirilinceye kadar ruha azap olacağına dair hiç bir işaret yok. Allah ruhları ayrı bir yerde tutuyor. Ruhla beden ayrıldı artık. Ta ki Kıyamet kopup yeni bedenler yaratılana kadar Allah ruhları bir yerde tutacak. Kıyametten sonra yeni bedenler yaratılınca yeni bedenle ruh bir araya getirilecek ve biz yeniden dirileceğiz. Bunu Tekvir suresinde görüyoruz. Anlam bütünlüğü bozulmasın diye ayetleri biraz geniş aldım.

Tekvir

Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım (Nahl 98)

1 - Güneşin çevresi (sarık gibi) sarılmış,

2- yıldızlar kararmış,

3 - dağlar yürütülmüş,

4 - Birlikte yaşama şartları ortadan kaldırılmış,

5 - yabani hayvanlar (tekrar diriltilip) bir araya getirilmiş,

6 - Denizler doldurulunca

7 - ruhlarla bedenler birleştirilmiş,

8 - Diri diri gömülen kıza da sorulmuş

9 - hangi suçtan dolayı öldürüldün diye;

10 - Defterler dağıtılmış,

11 - Gök sıyrılıp açılmış,

12 - Cehennem körüklenmiş,

13 - Cennet yaklaştırılmış olunca

14 - her canlı, yanında ne getirdiğini öğrenecektir.

Kabir Azabının Olmadığının Delili

Üstteki yedinci ayette ruhla yeni yaratılan bedenin birleştirileceğini görüyoruz. Bu aşamada yeniden dirilen kafirler "bizi uykumuzdan kim uyandırdı" diyecek.

Yasin

Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım (Nahl 98)

51. Sur'a üflenmiştir; bir de bakarsın ki onlar kabirlerinden kalkmış, Rablerine doğru dalga dalga süzülüp koşuyorlar.

52. Dediler ki: “Yazıklar olsun bize! Yattığımız yerden bizi kim diriltip kaldırdı? Rahmân’ın vadettiği şey işte budur! Demek ki elçiler gerçekten doğru söylemişler.”

Kafirlerin "Yattığımız yerden bizi kim diriltip kaldırdı?" sözü ölümün uykuyla aynı şey olduğunu gösteriyor. Yeniden dirilen kafirler uykudan uyandıklarını zannedecek, o yüzden "Yattığımız yerden bizi kim diriltip kaldırdı?" diye soracaklar ama biraz sonra uyandıkları yerin yatak odaları olmadığını, kıyametin koptuğunu anlayacaklar. O yüzden "Demek ki elçiler gerçekten doğru söylemişler" diyecekler. Kabir azabı çeken ruh böyle söyler mi? Eğer kabir azabı çekselerdi yeniden dirildiklerinde "Şükürler olsun kalktık da azap bitti" gibi bir şey demeleri beklenir. Bu ayetlerden dolayı kabir azabı yoktur. Eğer ruhla beden bir aradaysa bilinç oluyor. Kafirlerin ve günahkar müminlerin can verirken iyi şeyler yapmak için biraz daha süre istemeleri henüz ruhları bedenlerinde olduğu için mümkün oluyor. Ruh alındığı zaman bilinçsiz bir dönem başlıyor.

Ölen Kişi Geçen Zamanın Farkında Olamaz

Üstteki ayetlerde ölümle uykunun aynı şey olduğunu gördük. İkisinde de geçen zamanın farkında olamayız. Bu konuda Kur'an'da biri ölüm, diğeri uykuyla ilgili iki örnek var. Uyku örneği Ashabı Kehf diye bilinen zalim insanlardan bir mağaraya sığınmış, Allah'ın da onları 309 sene uyuttuğu insanlar. Bu sıra dışı bir olay. Allah'ın mucizeleri gibi bir şey. Böyle şey olur mu deme yani. Ayetlerin hepsini almayacağım, istersen Kehf suresini okuyabilirsin.

Kehf

Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım (Nahl 98)

18 - Onları sağa sola döndürdüğümüzde uyanık olduklarını sanırdın; hâlbuki uzun bir uykuya dalmışlardı. Köpekleri de önayaklarını dışarıya doğru uzatmıştı. Onlara göz atsaydın için korku ile dolar, arkanı dönüp kaçardın.

19 - İşte böyle… Onları kaldırdık ki birbirlerinin tahminlerini öğrensinler. İçlerinden biri: "Ne kadar kaldınız?" diye sordu. "Bir gün, belki de bir günden az" dediler. Hepsi birden: "Ne kadar kaldığımızı Rabbimiz bilir. Birimizi şu gümüş para ile kente gönderelim de hangi yiyecek daha iyi ise bize ondan karnımızı doyuracak şeyler getirsin. Çok dikkatli davransın; bizi kimseye sezdirmesin[*]” diye ilave ettiler.

25 -Onlar mağaralarında üç yüz sene kaldılar. Buna dokuz sene daha eklediler.

Allah bu gençleri mağarada 309 sene uyutmuş, uyandıklarında "Ne kadar kaldınız?" sorusuna "Bir gün, belki de bir günden az" diye cevap veriyorlar. Uykuda geçirdikleri süreyi bilemedikleri için sanki akşam yatmış sabah kalkmış gibi düşünüyorlar. Diğer örnek Allah'ın öldürdüğü bir kişi.

Kehf

Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım (Nahl 98)

259 - Şu kişiyi de düşündün mü? Binaları tamamen çökmüş bir kente uğramıştı da “Allah burayı ölümünden sonra nasıl diriltecek?” demişti. Allah onu yüz yıl süreyle öldürdü, sonra diriltti. “Ne kadar kaldın?” dedi. “Bir gün kaldım, belki bir günden de az!” dedi. Allah dedi ki: “Yok, tam yüz yıl kaldın! Yiyeceğine ve içeceğine bak, hiç bozulmamış! Bir de eşeğine bak! Bu, seni insanlara bir belge yapmak içindir. Şimdi de (eşekten kalma) kemiklere bak, yerden nasıl kaldıracağımızı, sonra nasıl ete büründüreceğimizi gör!” Bunları açık açık görünce dedi ki: “Şimdi biliyorum, Allah her şeye bir ölçü koyar.”

Kıyamet Göz Açıp Kapatmak Gibi Olacak

Bu şehrin Kudüs olduğu yönünde rivayetler var. Gördüğün üzere bu örnekte Allah o kişiyi 100 sene ölü bırakıyor. Dirilttiğinde “Ne kadar kaldın?” sorusuna tıpkı Ashabı Kehf gibi “Bir gün kaldım, belki bir günden de az!” diye cevap veriyor. Ölüm melekleri ruhumuzu aldıktan sonra bir takım işlemler yapıyor olabilirler ama daha sora bizler de uyumuş gibi olacağız. Kıyamet sonrası ahirette yeniden dirildiğimizde tıpkı üstteki örneklerde olduğu gibi geçen zamanın farkında olmayacağız. Dünyada her sabah uyandığımız gibi uyandığımızı zannedeceğiz. Kıyamet ne kadar uzun sürerse sürsün, ne kadar dehşetli olursa olsun ölen kişi için göz açıp kapamak gibidir. Delili alttaki ayettir.

Nahl

Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım (Nahl 98)

77 - Göklerin ve yerin gaybı Allah`a aittir. Kıyametin kopması ise, göz açıp kapama gibi veya daha az bir zamandan ibarettir. Şüphesiz ki Allah, her şeye gücü yetendir.

Bu ayette kıyametin göz açıp kapama gibi olması bizim için. Gerçekte kıyamet evrende yıkım olması, bu evrenin başka bir evrene dönüşmesi demek. Ayetlerden dünyada da dağların, denizlerin bir birine karışacağı dünyanın dümdüz olacağını görüyoruz. Bu ne kadar sürer bilemeyiz ama biz göz açıp kapamak kadar kısa algılayacağız çünkü öldüğümüzde bilinç ve zaman duruyor. Ahirette yeniden dirildiğimizde dünyada yaşadığımız 70-80 senelik hayatın bile çok kısa bir süre olduğunu düşüneceğiz. Tıpkı Ashabı Kehf gibi.

Yunus

Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım (Nahl 98)

45 - Onları bir araya toplayacağı gün sanki gündüzün, tanışmayla geçen bir saati dışında dünyada bulunmamış gibi olurlar. Allah ile karşılaşmayı yalan sayanlar kaybedeceklerdir. Onlar yola gelmiş değillerdir.

Bu ayete göre yeniden dirildiğimizde dünyada hayatı; sanki uyumuşuz da rüya görmüşüz gibi olacak. Ahirette yeniden dirilmek uykudan uyanmak gibi olduğu için Yasin suresinde kafirler "bizi kim kaldırdı" dedikten sonra gerçeği anlayınca "bu Allah'ın vadettiği şey, peygamberler doğru söylemiş" diyecekler. Eğer kabir azabı olsaydı kafirler böyle konuşmazdı. "iyi ki uyandık da çektiğimiz azap bitti" gibi bir şey derlerdi.

Kabir Azabına Delil Sanılan Mümin 46. Ayet

Gelenek üstteki ayetlerde ölüm uyku ve ruhun nasıl bir yapısı olduğuna hiç dikkat etmemiş. Bunun birinci sebebi hadisleri Kur'an'a göre değerlendirme çalışması yapmamaktan geliyor. Uydurma hadisler temizlenmeden Müslümanlar doğruyu ve yanlışı ayıramayacaklar. Hadis denen metinde kabrin cehennem çukuru olduğu yazıyor.

Semadan bir münadi ‘O yalan söylemiştir’ diye nida eder. Ona cehennem ateşinden yaygılar yayınız, ona cehennem ateşine giden bir kapı açınız. Cehennemin sıcağından ve deri gözeneklerinden işleyen sıcak havasıda ona ulaşır. Kabri o kadar daraltılır ki kaburgaları birbirine geçer.

Buna Mümin 46. ayeti deki sanmışlar. Öncesinde biraz açıklama yapayım; Mümin Suresinde anlatılan kıssada, Musa peygamber Firavun’a gidip konuştuğunda Firavun’un ailesinden imanını gizlemiş biri söze karışıyor “Siz bir adamı; ‘Rabbim Allah’tır’ demesinden ötürü, öldürüyor musunuz? Oysa o, size Rabbinizden apaçık deliller getirmiştir. Eğer bir yalancı ise yalanı kendi aleyhinedir. Eğer doğru söyleyen ise, size vadettiklerinden bir kısmı size isabet eder. Şüphesiz Allah; aşırı giden, yalancı kişiyi doğru yola iletmez” diye konuşmaya başlıyor. Sonra Allah bu kişiyi kurtarıyor Firavun ailesini de azap kuşatıyor. Kabir azabına delil sandıkları ayet bu;.

Mümin

Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım (Nahl 98)

45. Nihayet Allah bu zatı, onların kurdukları tuzakların kötülüklerinden korudu. Firavun`un ailesini ise kötü azap kuşatıverdi.

46. Onlar sabah-akşam o ateşe sokulurlar. Kıyametin kopacağı günde kendilerine, “Firavun ailesini en çetinine sokunuz” denilecektir.

“Onlar sabah akşam o ateşe sokulur” ifadesinden hadis denen metinlerde geçen kabrin cehennem çukuru olmasıdır diyorlar. Peşine gelen cümlede de Kıyamet’ten sonraki azabı söylediği için Kıyamet’ten önceki azap kabir azabıdır diyorlar. Birincisi Mümin 45-46'da Firavun'un öldüğü söylenmiyor ki. Hadis denen metne uygun görünse de Allah kafirleri ahiretteki cezadan önce belki yollarını değiştirirler diye dünyada azaba uğratacağını söylüyor.

Secde

Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım (Nahl 98)

20. Yoldan çıkanların yerleşecekleri yer de Cehennemdir. Ne zaman oradan çıkmak isteseler "Yalanlayıp durduğunuz ateşin azabını tadın" denilerek, gerisin geri yerlerine götürülürler.

21. Belki vazgeçerler diye büyük azaptan önce onlara kesinlikle küçük azaptan da tattıracağız.

Allah bu ayet gereği Firavun ve ülkesini dünyada azaba uğrattı. Alttaki ayetlerde görebilirsin.

Araf

Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım (Nahl 98)

130. Firavun hanedanına, belki akıllarını başlarına alırlar diye yıllar yılı kuraklık ve gelir darlığı yaşattık.

131. İşleri iyi gidince “Biz bunu hak ettik.” derler, sıkıntı bastırdı mı onu da Musa’nın ve beraberindekilerin uğursuzluğuna bağlarlardı. Bakın, onlar için asıl uğursuzluk Allah katında olandır. Ama çokları bunu bilmez.

132. Derlerdi ki “Bizi büyülemek için hangi mucizeyi (ayeti) getirirsen getir, sana inanacak değiliz.”

133. Biz de üzerlerine su baskını, çekirge, kımıl ve kurbağa salgını ve kanı, herbiri ayrı ayrı birer gösterge (ayet) olarak gönderdik. Yine de büyüklük tasladılar ve suçlular topluluğu haline geldiler.

134. Her bir afet başlarına geldikçe şöyle dediler: “Ey Musa! Sana verdiği söz sebebiyle bizim için Rabbine yalvar. Hele bu afeti üzerimizden bir kaldırsın elbette sana inanacağız ve elbette İsrailoğullarını seninle birlikte serbest bırakacağız.”

135. Her afeti üzerlerinden bir süre için kaldırınca, anında sözlerinden dönüyorlardı.

136. Bunun üzerine onlara hak ettikleri cezayı verdik ve hepsini denizde boğduk. Çünkü ayetlerimiz karşısında yalan yanlış şeylere sarılıyorlar hem de başlarına böyle bir şeyin geleceğini hiç beklemiyorlardı.

Allah Firavun ve ülkesine dokuz mucize gösterdi ve belki iman ederler diye çeşitli belalarla azaba uğrattı. Sabah akşam yaşadıkları azap bunlardı. Buna rağmen inanmadılar. Bunun üzerine Allah Firavun ve hanedanını yok etti. Firavun ve hanedanı Kıyamet’ten sonra cehennem azabına girecek. Bu ayetlerin kabir azabıyla ilgisi yoktur.

Ölüm Uyku - Ruh Beden Ve Yeniden Diriliş - Abdülaziz Bayındır

Benden bu kadar. Bu konuyu Abdülaziz hocadan dinlemeni tavsiye ederim. Ölüm ve uyku anında ruhun alınmasını çok güzel anlatmış. Yeniden dirildiğimizde nasıl bedenlerimiz olacağından da bahsetmiş.